Röportaj: “Bizi duymamak için engeliniz ne?” (2023/09)

Röportaj:röportaj

Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Vahdet Yıldırım. İzmit’te yaşıyorum, Milli Eğitim Müdürlüğünde çalışıyorum. İşaret dili eğitmenliği ve tercümanlığı yapıyorum. Bu dili öğrenmek isteyenler için açılan kurslarda öğretmen olarak görev yapıyorum. Bazen de işitme engeli olan insanlarla, konuşabilen insanlar arasında tercümanlık yapıyorum.

röportaj

İşaret dilini isteyen herkes öğrenebilir mi?

İsteyen herkes öğrenebilir ve bu konuda ilerleyebilir. Bunun için bu alana özel bir üniversite bitirmenize gerek yok. Aşama aşama bunun eğitimleri var. Önce 120 saat süren bir temel eğitim veriyoruz. Sonrasında devam etmek isteyenler 200 saatlik bir tercümanlık eğitimi ile “İşaret Dili Eğitmeni” sertifikası almaya hak kazanıyor. Ancak, her sertifika alan görevlendirilmiyor. Nasıl ki sürücü ehliyeti almış birisi eğer araba süremiyorsa trafiğe çıkamaz ve çıkmamalı, bu iş de öyle. Sadece bir belgeye sahip olmak yeterli değil. Eğitmenlik sertifikasının yanında pratikte de kendini geliştirmiş olması gerekir. İşitme engellilerle sürekli iletişim halinde olmak gerekiyor. Ben de bu süreçleri yaşayarak eğitmenliğe başladım. Sürekli onlarla irtibat halinde oldum. Devlet dairelerinde, banka, hastane vs. gibi yerlerde bir işleri olduğu zaman onları anlamadıkları için beni arayıp yardım istediklerinde onlara yardımcı oldum. Nikah, düğün, cenaze gibi işlemlerinde yardımlarına koşup tercümanlık yaptım. Aramızda bir dostluk oluştu. Onlardan çok şey öğrendim.

röportaj

 

İşitemeyen dostlarınızla yaşadığınız, sizi etkileyen anılarınız var mı? Bizimle paylaşır mısınız?

Dünya çapında ünlü bir ressamımız var Ertan Sertöz. Kendisi işitme engelli. İlimizde yani Kocaeli’nde bir sergi açacaktı. Ben de ona tercümanlık yapıyordum. Bediüzzaman Said Nursi’nin de portresini çizdi ve sergisinin en başına koydu. Sergi açıldığında “kaldırılsın” şeklinde uyarılar aldık. Memnun olup tebrik edenler de vardı. Kaldırılsın diyenlere hem sanatçımız hem de tercümanı olarak ben itiraz edip kaldırmayacağımızı ifade ettik. Bunun üzerine kaldırılmasını isteyenler Üstad’ın portresini yüksek bir fiyata satın almışlar. Ertan Bey telaşla çalıştığım kuruma geldi ve “Senin Üstad Bediüzzaman’ı aldılar götürdüler!” dedi. “Ne yapacağız?” dedi. “Aynısından bir tane daha çizebilir misiniz?” dedim. “Çizerim” dedi ve hemen başlayarak gece yarısına doğru portrenin aynısından bir daha çizdi.

röportaj

Yazının tamamını okumak için Eylül sayımızı kaçırmayın!

işrak resfebe sel sembol şeair-i islam kat'ı

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*