Vaktinde öten bir horoz varmış. Çil horoz köyde her sabah tarlaya gidenleri uyandırdığı gibi, tatil için köye gelenleri de uyandırıyormuş.
Sami de bunlardan biriymiş. Her sabah horozun ötüşünden rahatsız olduğu için aklına kötü bir fikir gelmiş.
Bir sabah horozdan erken kalkıp, tam öteceği sırada kafasına gizlice taş atmak düşüncesine kapılır. Dediğini de yapar. Gecenin en karanlık anında yerden bir taş alır ve bir yere saklanarak horozun ötmesini bekler.
Sabah güneş doğarken, çilli horoz her zamanki gibi çitin üzerine çıkar. Tam ötecekken, başına nereden geldiği belli olmayan taş isabet eder. Canı yanmıştır. O sabah bu acıyla ötemez.
Ertesi sabah da aynı şekilde tam ötmeye hazırlanırken, birden yine nereden geldiği belli olmayan taş ile sersemler. Yine ötemez.
Bu birkaç gün böyle sürer. Artık horoz ötmekten vazgeçer ve sahibi “Madem horoz ötmüyor, o halde soframıza yemek olsun” düşüncesiyle eline bıçak alır. Kümese doğru yol alır. Sami bunu uzaktan görür ve adama ne yapacağını sorar.
Horozun ötmediğini ve hiç olmazsa etinden faydalanacağını söyler.
“Artık bir işe yaramıyor. Her saban bu horozun yüzünden tarlaya geç gidiyorum ve bu yüzden mahsullerim zarar gördü” deyince Sami, yaptığı yanlışın ne kadar büyük olduğunu anlar ve üzülür.
Köylüye şöyle der:
“Hiç rahatsız olduğunu düşünmediniz mi? Baksana kafası davul gibi şişmiş. Ona birkaç gün fırsat verseniz, iyileştikten sonra, yine ötecektir.”
Çiftçi bu teklifi makul bulur ve ona birkaç gün daha fırsat verir. Ona şimdilik dokunmaz.
** *
Sami yaptığının ne kadar yanlış olduğunu köylünün öfkesinden sonra anlamıştı. Pişman olmuştu. Hem çil horoza zarar vermiş, hem de küçücük bir aksamadan dolayı, köylünün çok büyük zarar içine girdiğini görmüş oldu.
Sami bir daha asla çilli horoza zarar vermedi. Ona taş atmayınca horoz iyileşmiş, tekrar çite çıkarak her sabah vaktinde ötmeye başlamıştı.
Horoz ötünce çiftçi erken kalkıyor, mahsulünü topluyor, bununla birlikte bir gelir elde ediyor ve köyün ekonomisine büyük katkı sağlıyordu.
Hal böyle olunca çiftçi ekonomik olarak rahatlıyor. Bu da gelirini arttırıyordu.
Sami bununla kalmadı, horozun özel bakımını üstlendi. Her sabah kümesine gidip, yemini veriyor, besliyor ve daha güzel ötmesini sağlamak için elinden gelen tüm gayreti gösteriyordu.
Yaptığı hareketten dolayı pişmanlık duymuş, bu pişmanlık da ona bir dost kazandırmıştı.
Yazan: Asuman Kocaman
Dergimize abone olmak için tıklayın!
İlk yorum yapan olun