İkinci yuvam: Okulum (2023/09)

okul

Annemize, babamıza doğduğu günü sorsam, “Daha dündü” diye cevap alırım.

Sevinçli, mutlu, çileli, sıkıntılı, uykusuz geceleri, günleri dünmüş gibi hatırlarlar.

Gerçekten de öyledir.

İsterseniz, siz de o günleri bir film şeridi gibi gözünüzün önünden geçirin.

Acı/tatlı hatıralarla dolu yılların ne çabuk geçtiğini göreceksiniz.

Daha dündü diyeceksiniz. Şimdi ise okullu olduk. Kimimi, ilkokula, kimimiz ortaokula, kimimiz liseye başlamanın, kimimiz de bir üst sınıfa geçmenin heyecan ve sevincini yaşıyoruz.

Tatilde dinlenip, kuvvetlendik.

Hepimiz, yeni bir hayatın, sevinci, başarının eşiğindeyiz.

Bu kapıdan geçebilmenin tek şartı; okumak, çalışmak ve tevekkül…

Çalışacağız ve neticeyi Allah’tan bekleyeceğiz.

Rabbimiz, “Oku, yaradan Rabbinin adıyla oku!” buyurmuş.

Peygamberimiz (asm) “Beşikten mezara kadar ilim” hedefini göstermiş.

O halde biz de bu hedefe koşacağız.

Okuyacağız, öğreneceğiz ve yükseleceğiz.

Okudukça dünyamızın, kâinatımızın sırlarını çözeceğiz.

Matematik, fen, sosyal, din ilimlerini öğrendikçe, ilim anahtarıyla kâinat sırlarının kapısını bir bir açacağız.

Bitkilerin ve hayvanların vazifelerini anlayacağız.

“Kimiz, neyiz, neciyiz, nereden geliyor, nereye gidiyoruz?” sorularının gerçek cevaplarını bulacağız.

İnsan ve kul olduğumuzu anlayacağız.

Gerçeğe ulaşacağız. Şimdi sınıflarımızı sevinçle doldurmamızın sebebi de bu.

O yüzden okul bizim yuvamız.

Sınıf arkadaşlarımız kardeşlerimiz, öğretmenlerimiz annemiz, babamız.

Kardeşlerimizi sevgiyle kucaklayacak, öğretmenlerimizin elini hürmetle öpeceğiz.

Haydi, kardeşlerimizle el ele tutuşup doğruca yuvamıza doğru koşalım.

Dergimize abone olmak için tıklayın!

işrak resfebe sel sembol şeair-i islam kat'ı

1 Comment

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*