Dolunayın Altında Berat Gecesi

berat gecesi

“Yaşasınnnn, yine bahar geliyor!”

Arif, mart ayı girince çok sevinmişti. Çünkü mart demek, bahar demekti.

Martın ilk günü sabah gözlerini açtığında annesine koşarak söylediği ilk cümle bu olmuştu.

Annesi, Arif’in heyecanlanmasını çok iyi anlıyordu. Baharda havalar ısınmaya, ağaçlar tomurcuklanmaya başlıyordu. Adeta tabiat yeniden uyanıyordu. Buna herkes sevinirdi tabii.

Arif  “Anneciğim, havalar yeniden ısınacak ve biz de çok güzel oyunlar oynayacağız değil mi?” dedi.

“Evet oğlum, ısınan havayla birlikte arkadaşlarınla dışarıda daha fazla vakit geçirebileceksin inşaallah.”

Üç Aylardan Şaban ayı da girmişti. Bir sonraki ay Ramazan olacaktı. Arif Şaban ayında Berat Gecesi olduğunu biliyordu. Berat demek “kurtuluş” demekti. O gece Allah’a daha çok dua edecekti.

Berat Gecesi geldiğinde, akşam namazı için babasıyla birlikte camiye gittiler. Namazı kıldıktan sonra Kur’an okundu ve dua ettiler.

Cami çıkışında babasıyla birlikte koyu bir muhabbete koyuldular.

“Baba, bu ay ne güzelmiş, değil mi? Hocanın anlattığına göre bu ayda yaptığımız iyilikler için Allah bize üç yüz kat daha fazla sevap veriyormuş.”

“Evet oğlum, gerçekten ne güzel bir ay Şaban. Allah’ın rahmetinin çok çok olduğu bir ay. Peygamberimiz bu aylara özel olarak bir dua yapıyormuş, neydi o, hatırladın mı?”

“Evet baba, hatırladım: ‘Allah’ım!

Recep ve Şaban aylarını bizim için bereketli kıl ve bizi Ramazana ulaştır.’ diye dua ediyormuş.”

“Aferin sana oğlum. Camide anlatılanları çok iyi dinlemişsin.”

Arif, babasından aldığı aferinden sonra daha da mutlu olmuştu.

Eve vardıklarında, sevinçle annesinin boynuna sarıldı. Neşesine diyecek yoktu. Annesi de sımsıcak şefkatiyle sarmaladı onu. O sırada pencereden dışarıdaki manzaraya takıldı Arif’in gözleri.

“Aman Allah’ım! Muhteşem bir manzara!” dedi.

Dolunay göz kamaştırıcı aydınlığı ve olanca güzelliği gülümsüyordu sanki onlara.

“Ne güzel yaratılmış!” deyiverdi Arif.

“Gerçekten de öyle” dediler annesiyle babası da.

Mübarek Berat Gecesinin nuru da eklenmişti sanki ayın parlaklığına. Muhteşem bir görsel ziyafetti şahit oldukları.

“Berat’ın nuru” dedi babası, “Her hicrî ayın ortasında Ay’ın şekli dolunay olur. Berat Gecesi de ayın tam ortası olan Şaban’ın 15. gecesidir. İşte bu, ikisinin parlaklığı olsa gerek. Yani dolunay ile Berat’ın.”

Yaşadıkları gece gibi, yüzleri ve içleri de aydınlanmıştı o an. Ailecek dolunayı seyrederken, Allah’a şöyle dua ettiler:

“Ey Rabbimiz! Bir gece lambası gibi gökyüzüne astığın bu dolunayın altında Sana dua ediyoruz şimdi. Gecemizi nurlu, yüzümüzü Ay gibi parlak kıl. Bizleri razı olduğundan kullarından eyle. Ve bizi Peygamber Efendimizin (asm) şefaatine nail eyle. Âmin.”

Dergimize abone olmak için tıklayın!

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*