Kötülüğe karşı iyilik
Arkadaşlarım bize geleceği zaman çok mutlu olurum. Yine öyle bir gündü. Bir arkadaşım gelecekti annesiyle. Annem annesiyle sohbet ederken biz de benim odama geçtik. Bu arkadaşım o kadar meraklıydı ki, bana sormadan tüm çekmecelerimi, dolap kapaklarını açıp bakıyor ve karıştırıyordu. Çok üzgün ve şaşkındım ama ona belli etmiyordum.
“Oyun oynayalım beraber” diyordum ama o hâlâ odamı karıştırıyordu. Bundan çok rahatsız olmuştum. Onlar gidince bu konuyu ve üzüntümü anneme anlattım ve “Biz ne zaman onlara gideriz? Onlara gidince aynısını ben de ona yapacağım” dedim.
Annem “Hayır, asla böyle bir şey yapma. Bak onun yaptığı ne kadar rahatsız edici olmuş ki, çok üzülmüşsün. Sen de aynısını yaparsan ondan ne farkın kalır?” dedi.
“Ama anne yaptığı yanına mı kalsın? Hatasını anlasın istiyorum” dedim. Annem, “Sen onu o anda ikaz edebilirdin. Lütfen karıştırma, bundan hoşlanmıyorum diyebilirdin” dedi. Düşündüm.
“Evet ben o an ona bir şey diyemedim. Üzmekten, kırmaktan korktum” dedim.
Annem: “Ama sonuç ne olmuş? Hem üzülen sen olmuşsun hem de aynısını sen de ona yapmak istiyorsun. Kötülüğe kötülükle karşılık verilmez. Bunun sonu olmaz. Sen o şekilde davranırsan arkadaşlığınız daha iyi bir hâl almaz. Tam tersi daha kötü olur.” dedi. Ben iyi arkadaş olmak istiyordum. Ve arkadaşlarım da iyi olsun istiyordum.
Bir gün annem o arkadaşıma gideceğimizi söyledi. Sevinmiştim. Ama bir yandan da onun bize geldiğinde yaptığı davranışları aklıma geliyordu. Annem haklıydı, ben onun gibi yapmayacaktım. Beraber oynayacağımız bir oyun götürdüm. Hep beraber oynadık. Odasını gösterdiğinde hiçbir eşyasına dokunmadım bile.
Hatasını anladı mı, anlamadı mı bilmiyorum. Ama, benim anladığım şu ki, biz daima doğru olanı yapmalıyız, iyi niyetli ve anlayışlı olmalıyız. Kötülüğe kötülükle karşılık vermemeliyiz. Tam tersi, kötülüğe iyilikle karşılık vermeliyiz.
“Kötülüğe Karşı İyilik” yazısının tamamını okumak için Ekim sayımızı kaçırmayın. Dergimize abone olmak için tıklayın!
İlk yorum yapan olun