Serçelerle kara sinekler benzer mi birbirine? Biri yumuşacık tüyleri, dal gibi ipince ayakları…
Diğeri simsiyah uçan nokta… İki canlı da onun çok ilgisini çekiyordu. Biraz yaklaşmak, incelemek hatta dokunmak için merakını giderebilir- di. Ama ne zaman bir serçe ve karasineğe yaklaşmaya kalksa, daha elini kıpırdattığı an ikisi de kaçıyordu. İkisi de küçücük, ikisi de hafif… Sanki onları yakalayabilirmiş gibi. Sessiz adımlarla yaklaşıyor, odaklanıyor ve pırrrrrrr ya da vızzzz.
Ya Hu, durun! Kaçmalarının tek suçlusu kanepenin üstünde sürekli uyuyan kedisi olabilir miydi? Kanepe artık onun evi gibi olmuş, benekli kedi de onun gibi serçeler ve karasineklerle ilgiliydi. Benekli kedi ile onun ilgisini ayırt edemeyen serçe ve sineklere kendini anlatabilseydi ne iyi olurdu. Kara sinekler şunu bilmeliydi; madem kendilerine yaklaşınca ondan kaçıyorlar onlar da yiyeceklerine konmak, yaklaşmak için izin istemeliydiler. Bak, serçeler izinsiz yaklaşıyor mu? Ya da üstünde geziniyor mu? O daima bir şeyler yemeden önce ve yedikten sonra ellerini yıkıyordu. Ama izinsiz sofrasına konan hiçbir kara sineğin elini yıkadığını da görmemişti. Gerçi sürekli ellerini birbirine, kanatlarına sürterek temizliği mi hatırlatıyorlardı acaba?
Bazen kardeşi de hiçbir yere dokunmadığını düşünüp ellerini yemekten önce yıkamak istemezdi. O zaman onu gören evde kim varsa onu uyarırdık. Kara sinek de kendi diliyle bir hatırlatma yapmak istiyor olabilirdi. Kendisi de birçok hastalığın nedeninin temizliğe dikkat etmemekten kaynaklandığını yıkamadan yediği üzüm tanesi yüzünden hasta olduğunda öğrenmişti…
Kara sinek, kara sinek Gözleri öbek öbek Hep hatırlat bizlere Temizliği öğret.
Serçe “cik cik” diye öterken sanki uydurduğu bu tekerlemeye eşlik ediyordu.
Origami sayfamızda bu ay kanepe origamisi yaptık!
Dergimize abone olmak için tıklayın!
İlk yorum yapan olun