Origami: Gözlük
“Masanın ikinci gözü bozulmuş. İçindeki birkaç kitabı rafa yerleştirir misin?” böyle seslendi anne. Masanın gözü… Çocuk masanın gözünü merak etmişti. Elleri kendi gözlüğüne gitti. Yerde duran kediye eğilip fısıldadı. “Benim gözlüklerimi masanın gözüne taksam düzelir mi?” Kedi çoktan kaçıp gitmişti. “Hiç komik bir şaka olmadı. Masalar gözlük takmaz.” diye geçirdi içinden. Masanın yanına vardığında babasının kitapları rafa yerleştirdiğini gördü. O da bozulan gözü incelemeye başladı. Bu bir çekmece idi aslında. Neresinde acaba bozukluk? Göremeyince babasının oracıkta durmakta olan yakın gözlüğünü takıverdi gözüne. Babası “O benim gözüme göre senin onunla görebileceğini sanmıyorum. O gözlükle görebilmen için gözlerinin benimle aynı olması gerekir.” dedi. Geçen de öğretmeni sınıf camını işaret etmiş ve “Hadi bakalım çizin”demişti. Ben harika bir pencere çizmiştim.
Ne de olsa öğretmenim camı işaret etmişti. Arkadaşımın defterinde ise pencereden görünen ağaçlar, bulutlar, kuşlar vardı. Böyle bir şey olsa gerekti babasının anlatmak istediği. O bunları düşünürken babası sözlerine devam etti. “Her gözün bir bozulma şekli ve durumu var. Göz doktorları makineleri ile bakıp buna karar veriyorlar.” Tüm bunlar olurken arızanın yerini nihayet fark etmişlerdi. Masanın gözünü tutan vidaların biri yoktu. Babam tamirci gözüyle bakmamızı söyledi ve tamir aletlerini almaya gitti. İçeri giren annem “Maşallah göz değmesin baba-evlat ne güzel çalışıyorsunuz. Kolumda çıkan çıbanın gözü çok ağrıyor yoksa ben de yardım ederdim size” “Ne..! Tamirci gözü… Değen göz… Çıbanın gözü… Kafam iyice karıştı. Gözlüğümü hiç çıkarmadan baksam bunların ne olduğunu anlayabilir miyim? Her yer göz… Neyse ben babam aletleri getirmeden sözlüğe bakmaya gidiyorum.
Gözlük origamisini katlayın. Hikayede geçen göz sözcüklerinin anlamını sözlükten bakın. Buna uygun yazın, çizin ya da anlatın.
Temmuz sayımızı kaçırmayın, kargo bedava! Abone olmak için buraya tıklayın.
İlk yorum yapan olun