Arif etrafına gülücükler saçarken dişleri de bembeyaz parlardı hep. Bu durum, arkadaşı Ahmet’in çok dikkatini çeker, ara sıra Arif’in dişlerine hayran hayran bakardı.
Bir gün Ahmet bu bembeyaz dişlerin sırrını Arif’e sormak istedi. Birlikte oyun oynarlarken konuya girdi:
“Arif, senin dişlerin neden böyle bembeyaz ve çok parlak?”
“Çünkü ben, Peygamberimizin (asm) tavsiyesine uyuyorum Ahmetçim.”
“Nasıl yani?”
“Peygamber Efendimiz (asm) ağız ve diş sağlığına çok önem verirmiş. Dişlerini sık sık fırçalarmış.”
“Peki o zamanlarda diş fırçası ve macun var mıymış ki?”
“Onlar yokmuş ama onlardan daha iyi olan bir şey varmış.”
“Neymiş o?”
“Misvak.”
Arif, arkadaşıyla bunları konuşur- ken bir yandan da cebinden misvağını çıkardı.
“İşte bak bu!” dedi.
Ve anlatmaya devam etti:
“Misvak, Erak denilen bir ağacın dallarından hazırlanıyor. Sadece dişlere değil; ağız, mide ve bütün beden sağlığına iyi geldiği biliniyor.”
Ahmet, Arif’in bu bilgilerine hay- ran kalmıştı doğrusu. “Sen ne çok şey biliyorsun öyle!” dedi.
O da “Çünkü ben okuyorum aslanım” dedi. “Bu anlattıklarım kitaplarda var.”
“Peki daha başka neler var bununla ilgili?”
“Anlatayım. Meselâ, Peygamber Efendimiz (asm) ağız ve diş temizliğine son derece önem verirmiş. Bir keresinde ‘Sizlere ne oluyor ki bazılarınız dişleri sararmış bir şekilde yanıma geliyorsunuz’ demiş. Peygamberimiz (asm) sararmış dişlerle dolaşılmasından hoşlanmazmış yani. Kendisi de her gün sık sık dişlerini misvakla temizlermiş.”
Temizliğin dinimizde çok önemli bir yeri olduğunu bilen Ahmet, arkadaşını ilgiyle dinliyordu.
“Peygamberimiz (asm) ağız ve diş sağlığına çok önem veriyormuş Ahmetciğim. Hatta bir keresinde de şöyle demiş: ‘Eğer ümmetime zor gelmeyeceğini bilsem, onlara her namaz vaktinde misvak kullanmalarını emrederdim.’”
Yazının tamamı için Kasım sayımızı kaçırmayın!
İlk yorum yapan olun