Merhabaa!
Sen hiç karada yaşayan bir balık gördün mü?
Biliyorum kulağa biraz ilginç geliyor.
Neredeyse tüm balıklar suda yaşar ama ben onlardan farklıyım.
Evet, evet, yanlış okumadın!
KARADA ÜÇ GÜN KALABİLİRİM
Beni merak mı ettin? Dur sana kendimi anlatayım;
Ön yüzgeçlerim var ya; hah, işte onları ayak gibi kullanarak kıyıda yürürüm.
Hani gel-gitlerin sık yaşandığı çamur yatakları vardır ya, özellikle tropik ülkelerde. İşte oralarda görünürüm daha çok.
Genellikle hayatımı suyun dışında geçiririm.
Biliyor musun? Suyun dışında 3 gün kadar sağ kalabilirim.
Hava solumak için özel bir organa sahip değilim ama nemli kaldığım sürece oksijeni derimden ve ağız kenarımdan emebilirim.
Allah bana böyle bir özellik vermiş işte. Bundan da mutluyum.
Nemli kalabilmek için sulu toprakta yani çamurda sık sık yuvarlanır ve başımı ıslak tutarım.
İKİ GÖZÜM İKİ ÇEŞME
Hem biliyor musun? Solungaç odacıklarımda su baloncuklarını tutabilirim.
Bu sayede suyun dışında solungaçlarım yoluyla nefes almayı sürdürürüm.
Gözümün alt kısmında su dolu bir kesecik var ve karadayken bu kesecik beni hayatta tutar.
Sık sık gözlerimi bu keseye doğru çekip nemlendiririm.
Üstelik iki gözüm de birbirinden bağımsız hareket ettiği için görüş açım çok geniştir.
Ayrıca suyun dışında, yani hava ortamında suda olduğumdan daha iyi görebilirim.
Ön yüzgecimle adım atarken düz zeminlerde arka yüzgecimden yardım almam.
Bunu bana kim mi öğretti. Tabii ki, Allah!
KUYRUĞUMLA TIRMANIRIM
Genellikle kuyruğumu peşimden sürüklerim.
Hem eğimli yüzeylerde ve zıplama yapacakları zaman kuyruğumu yine kullanırım.
Kaslı kuyruğum ve gövdemin sayesinde, hafif yükseltilere tırmanmayı da başarırım.
Kıyılarda gezinirken bulduğum böcekler benim besin kaynağım.
Suyun içinde avlanırken emerek beslenme tekniği kullanırım. Hani siz şeker emersiniz ya, onun gibi bir şey. Bu bana özel verilmiş bir yetenek.
DİLİM YOK AMA “SU DİL”LİYİM!
Özel bir anatomi yani ağız-çene yapımdan kaynaklı bu tekniği suyun altında kolayca yapabilirim.
Şimdi karada nasıl bir teknik kullanıyorum diye düşünüyorsan, hemen cevabımı vereyim,
Karada da bambaşka bir yöntemle beslenebilirim.
Dilim olmasa da karaya çıkarken yanımda su götürebiliyorum.
Nasıl mı?
Besleneceğim zaman üzerime su fırlatıyorum ve o suyu emiyorum.
Bunun bir adı var “su dili” ama bazı yerlerde “hidrodinamik dil” olarak da geçiyor.
Ağzımda taşıdığım suyu dil gibi kullanarak karada beslenebilirim.
Bütün bu marifetleri bana veren Allah’a ne kadar şükretsem az! Peki sen, sana verilen or- ganların için ne kadar şükrediyorsun?
Sen bunları düşünedur, bana da müsaade! Görüşürüüüüz!
Okuduğumuz hikayede zıpzıpı adlı bir balık vardı. Biz sadece bir kahraman adı zannetmiştik meğer sizin yazınız sayesinde gerçekte de böyle bir balığın olduğunu öğrendik. Makaleniz de ki anlatım diliniz bizi çok etkiledi çok hoşumuza gitti. Çok teşekkür ederiz 🙂