Geldi üç aylar, bunu bilen sevapları toplar!

Arif, Üç Aylar’ın gelmesini bu sene de sevinçle karşıladı.  Çünkü daha önce öğrendiğine göre Recep ayı, her iyiliğe en az yüz (100) sevabın yazıldığı bir aydı. Bu sayı Şaban ayında üç yüzden fazla, Ramazan ayında ise bini (1000) buluyordu. Cuma gecelerinde binlerce sevap, Kadir Gecesi’nde ise otuz bin sevap vardı her iyilik için. Bu aylarda Allah’ın rahmeti coşuyordu adeta. Recep ayında iki büyük gece vardı: Regaib ve Mirac Geceleri. Regaib Gecesi, Peygamber Efendimizin (asm) ana rahmine düştüğü gece idi. Yani Âmine Annemiz, o gece Peygamber Efendimize (asm) hâmile kalmıştı.
Regaib, kelime anlamı olarak “çokça rağbet edilen, arzu edilen” demekti. Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle “Kâinat bu geceyi alkışlıyor”- du. Bütün varlıklar, Peygamberimizin (asm) dünyaya gelecek olmasını sevinçle karşılamışlardı.

Mirac ise, Peygamber Efendimize (asm) ait bir mucize idi. Arif, Mirac olayını kitaplardan okumuştu. Allah, bir gece Peygamber Efendimizi Mekke’den Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya seyahat ettirmişti. Buradan da göğe yükseltmiş ve her gök tabakasında bir peygamber ile görüştürmüştü. Efendimize (asm) bu kutlu yolculukta Cebrail melek eşlik etmişti. En sonunda da, Cenab-ı Hak, Peygamberimizi (asm) bizzat kendi Zâtı ile görüştürmüştü. Bütün bunlar, birkaç dakikalık zamanda gerçekleşen bir mucize idi. Arif, kıldığımız beş vakit namazın, okuduğumuz Ettahıyyatü duasının ve Âmenerrasûlü
ayetlerinin Mirac Gecesi’nde hediye edildiğini öğrenmişti. Şimdi bunları düşünerek namaz kılmak ne kadar güzel oluyordu. Ayrıca Peygamber Efendimiz (asm) “Namaz, mü’minin miracıdır” buyurmuştu. Yani her namazda Allah huzuruna çıktığımızı düşünebilirdik.
Üç Aylarda yer alan bir mübarek gece de Berat Gecesi idi. Şaban ayının 15. gecesi olan Berat Gecesi de çok sevaplı bir gece idi. Berat, kurtuluş demekti.
Allah kendisine ibadet eden çok sayıda kulunun günahlarını bu gecenin hürmetine affederdi. Peygamber Efendimiz (asm) Berat Gecesi ile ilgili
şöyle buyuruyordu:
“O gece güneş battıktan sonra Allah, rahmetiyle dünya semasına tecelli eder ve şöyle seslenir: ‘İstiğfar eden yok mu, affedeyim ve bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu, hemen rızık vereyim. Başına bir musibet  gelen yok mu, hemen sağlık ve afiyet
vereyim.’ Böylece tan yerinin ağarmasına kadar bu şekilde devam eder.” Arif bu mübarek gecelerin Ramazan ayına bir hazırlık olduğunu düşünmüştü. Ramazan ayı ve içerisindeki Kadir Gecesi ise, en sevaplı zamanlar idi ve Arif’i şimdiden bunun heyecanı sarmıştı.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*