Recep, Şaban, Ramazan: Sevaplar kazan (2024/01)

recep şaban ramazan

“Recep, Şaban, Ramazan

Gelir bize zaman zaman

Ne mutlu ki bizlere

Sevapları kazan kazan”

……

Arif, dedesinin öğrettiği bu tekerleme gibi şiiri tekrar edip duruyordu.

Eeee, Üç Aylar geliyordu yine. Sevabı bol olan aylar. Arif’i bir heyecan sarmıştı.

Dedesi ondaki bu hareketliliği fark etmiş olmalı ki torununa seslendi:

“Evlâdım, sen de benim gibi heyecanlısın herhalde. Bakıyorum da öğrettiğim tekerlemeyi ağzından düşürmüyorsun.”

“Evet dedeciğim! Çok güzel bir tekerleme. Bir sürü sevap kazanacağız inşaallah değil mi?”

“Elbette yavrum. Bu, Allah’ın mü’min kullarına verdiği bir söz çünkü. Allah sözünden dönmez.”

Arif “Recep, Şaban ve Ramazan” aylarında kazanılan sevap derecesinin farklı olduğunu biliyordu. Ama hangisi daha sevaplıydı, onu hatırlayamadı.

“Dedeciğim, Üç Aylar içerisinde en sevaplı ay hangisiydi?”

“En sevaplısı Ramazan ayıdır evlâdım. Onun için Ramazan ayına ‘on bir ayın sultanı’ denilmiştir. Peygamber Efendimiz (asm) de ‘Ramazan, ümmetimin ayıdır’ buyurarak, bu ayın bizler için en sevaplı ay olduğuna dikkat çekmiştir. Peki Arif, Ramazan ayını bu kadar değerli kılan sebep neydi, onu hatırlıyor musun?”

Arif, dedesi anlatmaya başladıkça, Ramazan ayının faziletini hatırlar gibi olmuştu.

“Evet dede, şimdi hatırlamaya başladım. Kur’ân da Peygamberimize (asm) Ramazan ayında inmeye başlamıştı, değil mi?”

“Evet Arif, çok doğru. İşte bu sebeple Ramazan ayına ‘Kur’an Ayı’ da deriz.”

“Peki dede, biz şimdi Üç Aylar içerisinden önce hangisine gireceğiz, hadi onu bil bakalım?”

“Ooo, imtihan etme sırası şimdi sana geldi anlaşılan.”

“E yani, biz de bütün bütün boş değiliz dedeciğim.”

Arif’in bu sözü, dedesini güldürmüştü.

“İyi, tamam bakalım, madem öyle, söyleyeyim ben de. Üç Aylardan birincisi Recep ayıdır.”

“Peki ikincisi hangisidir dede?”

“İkincisi de Şaban ayıdır.”

“Tamam dede, bildin. Sen bana bilince hep 100 puan veriyordun ya, ben sana 1000 (bin) puan veriyorum.”

“Ooo, çok teşekkür ederim. Bu da Üç Ayların bereketi olsa gerek.”

“Evet dede, Üç Ayların bereketi. Ama puan kazanmaya devam edebilirsin. İstersen 1000 puanlık bir soru daha sorabilirim.”

“Haydi sor bakalım.”

“Peki dede, bilmek için 30 saniyen var. Hazır mısın?”

“Evet, hazırım.”

“Öyleyse geliyor sorun. Kur’an, Ramazan ayında hangi gecede inmiştir?”

“Bundan kolay ne var, Kadir Gecesinde evlât.”

“Harikasın dede. 1000 puan daha kazandın. Ama yok yok, 30.000 (otuz bin) kazandın.”

“Neden otuz bin oğlum?”

“Çünkü Allah, Kadir Gecesinde okuduğumuz her Kur’an harfine otuz bin sevap veriyor da ondan.”

Dedesinin yüzüne bir gülümseme hâkim olmuştu. “Maşaallah sana yaa… Unutmamışsın demek bu anlattıklarımı da. Peki şimdi de son olarak ben bir soru sorayım, olur mu?”

“Tamam dede, haydi sor bakalım. Ama bilirsem yüz bin puan isterim tamam mı?”

“Tamam anlaştık. Soru geliyor. Ramazandaki mübarek geceyi söyledik, Kadir Gecesi. Peki Üç Ayların diğer ikisinde hangi mübarek geceler vardır, biliyor musun?”

Arif biraz düşündü. Sonra sıralamaya başladı. “Regaib Gecesi, Mirac Gecesi, Berat Gecesi… Başka aklıma gelmiyor dede.”

“Zaten hepsini söyledin evlat. Bravo sana! O halde yüz bin puan senindir.”

Arif çok mutlu olmuştu. Dedesiyle birlikte hem eğlenmiş, hem bilgilerini tazelemiş, hem de yeni şeyler öğren- mişti. Bu, tam da onun istediği bir şeydi. Üç Aylar yine bereketiyle gelmişti.

Dergimize abone olmak için tıklayın!

işrak resfebe sel sembol şeair-i islam kat'ı

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*