Ressam: Hayreddin Ekmen: Çizgi Roman önemli bir eğitim aracı

çizgi roman

Çizgi romanları bilirsiniz, rengârenk görsellerle hikayeler anlatılır. Okudukça okumak istersiniz. Doymak bilmezsiniz. Şimdi ise yeni çıkan Bediüzzaman’ın hayatını, çizgilerle buluşturan çizgi romanın hikayesini anlatacağız. Yazar – çizer Hayrettin Ekmen, çizgi roman hazırlanış sürecini anlatıyor.

Çizgilerle hikâye anlatmaya ne zaman başladınız?

Çizgilerle hikaye, yani çizgi roman hazırlamaya ilkokul beşinci sınıftayken başladım. İlk amatör çizgi romanım, okuduğum çizgi romanların da etkisiyle western türündeydi. Yani vahşi Amerika’nın kovboy hikayelerine özenmiştim. Fakat yaş ilerleyince aileden aldığım dini terbiye sayesinde batı kaynaklı bu hayali kahramanların ne kadar yalan ve sahte olduğunu anladım. Halbuki bizim öyle gerçek kahramanlarımız var ki hikayeleri bitmez. Bunu görünce ben de İslam tarihinden gerçek kahramanların, din büyüklerinin ders verici hikayelerini yazıp çizmeye yöneldim.

Bediüzzaman’ın hayatını çizgi romanla anlatma fikri nereden doğdu?

Bu fikir Can Kardeş’te doğdu. Bir dönem, ekonomik sıkıntılardan dolayı Can Kardeş, Bizim Aile Dergisi’nin ilavesi olarak çıkıyordu. 2000 yılında tekrar müstakil bir dergi olarak çıkmaya başlayınca Bediüzzaman’ın Rusya esaretinde, Rus başkumandanı ile olan hikayesini çizdim. Bu çok beğenilince sonraki sayılarda hep Üstad’ın hayatından hikayeler çizmeye devam ettim. Zamanla bu çalışmalar çoğalınca bütün hayatını çizgi romanla hazırlama fikri doğdu. Bu düşünceyle 2015’in Mart ayında Yeni Asya Gazetesi’nde “Bediüzzaman” başlığı altında Üstad’ın haya- tını baştan sona çizmeye başladım. Allah’a şükür üç buçuk sene içinde tamamlandı. Ardından yeni bir dü- zenlemeyle Yeni Asya Neşriyat tarafından iki ciltlik bir albüm olarak yayınlandı. Emeği geçen, vesile olan herkese çok teşekkür ederim. Allah hepsinden razı olsun.

Böyle bir çalışma ilk defa yapılıyor. Zorlukları, güzel yanları nelerdir?

Önümde örnek bir çalışma, hatta derli toplu bir kaynak yoktu. Kaynaklar arasından konuyu toparlamakta zorluklar yaşadım. Konumuz tarihî olunca, hikâyede geçen her şahsın fotoğrafını bulup oradan çizmeye çalıştım. Yazıda problem olmayan birçok teferruat, çizgide birer problem olarak karşıma çıktı.

Meselâ, Bediüzzaman Hazretleri, on altı yaşında Mardin’den sürgün edildiğinde ellerine ve ayaklarına takılan kelepçelerin şeklini öğrenebilmek için çok araştırdım. Çünkü o zamanki kelepçeler farklıydı. Yine Üstad’ın İstanbul’da Sultanahmet Meydanındaki miting konuşmasında, meydandaki Alman Çeşmesi kafamı kurcaladı. Miting sahnesini gece vakti evde çiziyordum. O tarihte bu çeşme var mıydı, sonra mı yapıldı? Bir yanlışa düşmemek için saatlerce kitap karıştırdım (çünkü evde internet yoktu). Yine o tarihlerde Galata Kulesi’nin çatısı var mıydı, yok muydu? Bunun için de tarihi fotoğrafları çok araştırdım. Bu gibi konularda tarihi bir yanlışa düşmemek için çok araştırmalarım oldu. Fakat işin sonunda doğruluğundan emin olarak sahneyi çizdiğimde bütün yorgunluğum gidiyordu.

Bediüzzaman gibi büyük bir İslâm âliminin, bir kahramanın hayatını çizmek işin en güzel yanı. Bediüzzaman’ın hayatı ne kadar iyi bilinirse Risâle-i Nur’u anlamak o derece daha kolay olacak. Risâle-i Nur ne kadar anlaşılırsa Kur’ân hakikatleri de o derece daha iyi anlaşılacak. Bu kitap bu konuda inşâallah hizmete vesile olacak. Böyle bir şerefi bana nasip ettiği için Allah’a şükrediyorum.

Dergimize abone olmak için tıklayın!

işrak resfebe sel sembol şeair-i islam

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*