Burun deyip geçmeyelim

burun

Canım dostlarım merhabalar…

Yakın zamanda grip oldunuz mu?

Ah nasıl zordur burnumuzun tıkalı olması ve koku alamamak.

Gerçi bu durumda sağlıklı iken kıymetini anlamadığımız nimetlerin değerini anlamış oluyoruz sevgili dostlarım.

Mesela; hasta olmadığınız zamanlar etrafınızdaki her şeyin kokusunu almakla vazifeli olan burnunuzun nasıl çalıştığını, hangi işlerle meşgul olduğunu hiç düşündünüz mü?

Dilerseniz; kıymetini anlamamız için şu yüzümüzün tam ortasında duran ve birçok işle vazifeli olan burnumuza bir bakalım;

Burnumuz, etrafımızdaki onca kokuyu almaya yarayan bir sisteme sahip. Öyle bir sistem ki, 10 bin farklı kokuyu algılayabilir.

Biraz daha açayım dostlarım; burnumuzun arka kısmında ufak bir deri parçası yaratmış Rabbimiz. Bu deri parçasına ulaşan koku molekülleri orada bulunan algılayıcı hücrelere temas ettiğinde bu hücreler beynimize sinyaller gönderir ve beynimiz
bu kokunun neye ait olduğunu şıp diye anlar 🙂 Şıp dediysem basit olduğundan değil sevgili dostlar. Rabbimizin kontrolünde olduğundan şıp… Aslında çok karmaşık bir sistem, öyle ki tam 40 milyon beyin hücresi bu işle meşgul. Her koku farklı bir hücreyi uyarır ve öyle tanınmış olur…

Başka vazifelerinden de bahsedelim mi; İçimize çektiğimiz havayı da ısıtır burnumuz, sonra o havayı temizler… Bir bilgi daha vereyim sizlere. Ben duyduğumda şaşırmıştım çok. Burnumuz biz konuşurken ses titreşimlerinden etkilenip sanki bir hoparlör gibi sesimizin çıkmasına yardım eder… Yaaa böyle dostlarım. Ne kadar ilginç değil mi?

Burun diye geçiyoruz ya… Geçmeyelim. Burun deyince, iki dakika durup düşünelim, ne dersiniz?

Dergimize abone olmak için tıklayın!

işrak

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*