Mesaj veren resim (Çevre kirliliği) – 2022/07

çevre kirliliği

Mesaj veren hikaye

Yaz mevsimi tüm sıcaklığını hissettirmeye başlamıştı. Ela ve Ayşe, okuldan sonra piknik yapmaya karar vermişti. “Hem resim ödevimizi de orada yaparız” dedi Ela. Öğretmen resim dersinde manzara resmi çizmelerini istemişti. Ayşe, “Emine de gelebilir mi?” dedi. Emine, ikisinin de arkadaşıydı ama Ela biraz tereddüt ederek: “Şeyy, sen bilirsin ama biliyorsun bazen değişik davranışları var.” dedi. Ayşe: “Biliyorum ama o da bizim arkadaşımız, hem belki olumsuz davranışları düzelir. Onu dışlamış olmayalım, o da gelsin.” dedi. Ela da “Peki” dedi. Emine bazen sırasının altında çöplerini biriktiriyordu. Kaleminin ucunu açtığında çok rahat bir şekilde çöpünü yere atıyordu.

O gün annelerinden parktaki ağacın gölgesinde piknik için izin aldılar. Yanlarına da yiyecek bir şeyler aldılar. Emine’ye de haber vermişlerdi. O da annesinden izin alıp geldi.

Üç arkadaş o gün okulda yaşadıkları olayları anlatıp gülüp eğlendiler. Annelerinin hazırladığı yiyecekleri yediler, meyve suyu içtiler. Emine, ağzını sildiği peçeteyi çimlere doğru savuruvermişti. Ela ve Ayşe birbirlerine baktılar. Ela dayanamadı: ”Emine bu yaptığın hiç doğru bir şey değil, lütfen alıp çöp kutusuna atar mısın?” Emine hiç oralı olmadığı gibi “Siz de fazla abartıyorsunuz, ne var bunda herkes atıyor”. Ayşe: “Arkadaşım, herkes böyle çöpünü yere atarsa dünya yaşanmaz bir hâl alır.” dedi.

Resim defterlerini ve boya kalemlerini çıkardılar. Ağaçlara, çiçeklere bakarak bu muhteşem manzarayı çizmek istiyorlardı. Ela, gölgesinde oturdukları ağacı ve kocaman dallarını çizmeye başlamıştı. Ayşe de, manzara resimlerinde hep önce güneşten başlardı çizmeye.

Yine güneş çizerek başladı. Emine de bir şeyler çiziyordu ama sonra bir anda “Bu olmadı beğenmedim” deyip defterinin o sayfasını yırtıp buruşturdu. Sonra da basket atar gibi çöp kutusuna doğru fırlattı ama maalesef yere düştü. Ayşe: “Emine, ne yaptın yine git al çabuk onu!” dedi. Fakat hafifçe bir rüzgârın savurmasıyla havalandı ve uzaklara gitti. Emine “Off her yaptığıma karışıyorsunuz. Size ne benim davranışlarımdan?” diye onlara bağırdı ve eşyalarını toplayıp evine gitti.

Ela ve Ayşe baş başa kalmıştı. Ela “Keşke çağırmasaydın Emine’yi. Böyle olacağını tahmin ediyordum.” dedi. Ayşe başını öne eğip, “Haklısın ama böyle devam etmemeli. O da öğrenmeli çevremizi temiz tutmayı” dedi. Ela: “Madem o bizden uzaklaşıp gitti, biz de uzaklaşalım konuşmayalım onunla” dedi. Ayşe: “Küs mü kalalım yani? Öyle olmaz ki, sonuçta hem okulda hem mahallede her zaman görüştüğümüz bir arkadaşımız.” dedi. Ela: “Olsun, ne yapalım? Yalnız kalsın da anlasın hatasını” dedi. Ayşe, “Ya öyle anlamazsa? Başka bir çare bulmalıyız” dedi.

Bir yandan resimlerini çizmeye devam ettiler. Birden Ela: “Buldum!” diye bağırdı. Ayşe: “Ne buldun?” dedi. “Ben manzara resmimi biraz değişik yapacağım” dedi Ela. “Nasıl yani?” dedi Ayşe. “Bekle de gör” dedi Ela.

Ela öyle bir manzara resmi çizmişti ki, çizdiği resimde her yer berbat durumdaydı. Yerler, teneke içecek kutuları, ambalajlar, kâğıtlar, plastik su şişeleri gibi atıklarla doluydu. Ayşe: “Ela, neden böyle bir resim çizdin?” dedi. “Emine’ye bir mesaj vermek istiyorum” dedi Ela. Ayşe’nin çizdiği resimde ise güneşin ışıltısı her tarafa yansıyordu. Ağaçlar, çayırlar yemyeşil, çiçekler rengârenkti. Etraf olması gerektiği gibi tertemizdi. Oraya gelen insanlar da çok mutluydu.

çevre

Ertesi gün okula giderken üç arkadaş yolda karşılaştı. Ayşe ve Ela “Hayırlı sabahlar” dedi ama Emine onları pek umursamayan bir tavırla “Size de” deyip hızlıca okula girdi. Ela ve Ayşe resim dersini sabırsızlıkla bekliyorlardı. Nihayet bekledikleri ders gelmişti. Herkes değişik ve güzel manzara resimleri çizmişti. Öğretmen Ela’nın resmini gördüğünde: “Ela, sen neden manzaranı bu kadar kirletilmiş çizdin? Yoksa bu çiziminle dikkat çekmek istediğin bir konu mu var?” dedi. Ela: “Evet öğretmenim. Bu resmimde, aslında burası çok güzel ve çok temiz bir park ama oraya gelenler yedikleri her şeyin paketini, su şişelerini, içecek kutularını, kâğıt ve peçetelerini yerlere atıp bu hale getirmişler. Sonra da buraya hiç kimse gelememiş. Çünkü çöplerden hiç oturacak temiz alan yokmuş ve çok pis kokuyormuş.

Öğretmenimiz meseleyi anlamıştı. “Çocuklar, arkadaşınız aslında çok önemli bir konuya dikkat çekmiş. Doğaya baktığımızda her şey bize tertemiz bir şekilde verilir. Yeryüzündeki tozlar, rüzgârlarla süpürülür, bulutlar birer sünger gibi yeryüzü bahçesine su serper. Hayvanlar, yiyecek artıklarını ve diğer ölmüş hayvanları yiyerek yeryüzü temizliğine yardım eder. Denizlerin yüzeyi, gökyüzü tertemizdir. Ama ne yazık ki, saygısız ve zalim insanlar yüzünden dünya kirlenir. Canlılar zarar görür. Bu çok üzüntü verici bir durumdur. Arkadaşınızın resmi de bu üzücü durumu bize özetliyor. Bizim sınıfta çevreye böyle zarar verenler olduğunu sanmıyorum” Dedi.

Emine başını öne eğdi ve hiç ses çıkarmadı.

Hikayenin tamamı için dergimize abone olun!

işrak resfebe sel

Hepimiz çevre koruyucusuyuz!

Minikler temiz çevre için yürüyor!

Çevre Savaşçıları

Çevremizi koruyalım!

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*