Ceviz ağaçlarının oldukça fazla olduğu bir köyde yaşayan Said, derslerine çalıştıktan sonra vaktini ceviz toplamakla geçiriyordu. Köydeki tüm çocuklar için ceviz toplamak, bir iş değil de oyun hâline gelmişti. “Kim daha çok ceviz toplayacak?” diye aralarında yarışıyorlardı.
Küçük Said, arkadaşlarına göre güne erken başladığı için, onlardan daha fazla ceviz toplamaya başlamıştı. Topladığı cevizleri belirli bir yere gömerek biriktiriyordu.
Bir gün yine hep beraber ceviz toplamışlardı. Aralarında paylaşacaklardı. Said, önceden toplayıp sakladığı cevizleri aramaya başlamıştı. Ama bulamıyordu. O sırada, ellerini açıp dua etmeye başladı. Bir de ne görsün? Şirin bir sincap ağzında ceviz ile “Beni takip et!” der gibi ona bakıyor. Said hemen sincabı takip etmiş. Ağzında taşıdığı cevizi bir çalılığın arasına gömmeye çalışan sincap, Said’in cevizlerinin yerinin orası olduğunu göstermiş. Said hemen cevizlerini oradan alarak arkadaşlarının yanına gitmiş. Amacı tüm cevizlerini ortaya koymak ve paylaşmaktı. Fakat onlar, gözlerini en yüksek ve çıkması çok zor olan bir ağaca dikmişlerdi. Büyük ve güçlü olan çocuklar birkaç kez çıkmayı denemiş ama başaramamış ve inmişlerdi. Said onlara bakıp: “Ben bu ağaca çıkıp oradaki cevizleri indirebilirim!” dedi. Çocukların kimisi hayretle, kimisi hayranlıkla baktı. Çünkü Said hepsinden küçüktü. Bazıları “İstersen hiç deneme, oraya çıkmak çok zor” dedi.
Onun oraya asla çıkamayacağını düşünen büyük bir çocuk da: “Said, eğer sen oraya çıkıp, en tepedeki o cevizleri aşağı indirmeyi başarırsan bizim topladığımız cevizlerle birlikte bütün cevizler senin olsun” dedi. Said ağacın yanına yaklaştı, başını kaldırıp baktığında ağaç o kadar uzun göründü ki, tepesi bulutlara değecek gibi görünüyordu. Ama asla korkmuyordu.
İlk yorum yapan olun