Damlaya Damlaya Göl Olur

Tutumlu bir çocuk olan Büşra, gereksiz yere para harcamazdı. Uzun zamandır kumbarasında para biriktiriyordu. Bazen kumbarayı sallayıp ağırlığını kontrol ediyor, içinde kaç para olduğuna dair tahminlerde bulunuyordu. Bir yandan daha çok biriktirmek isterken, bir yandan da hemen açmak istiyordu. Kumbara da öyle kolay açılanlardan değildi. Bir büyüğün yardımıyla kesilerek açılması gerekiyordu. İyi ki kolay açılmıyordu. Yoksa Büşra çoktan açacaktı. “En iyisi kumbaramı açtığımda biriken paramla ne alacağımı düşüneyim.” dedi Büşra. “Bisiklet almaya yeter mi ki? Yoksa boya kalemleri mi alsam? Güzel bir elbise mi alsam?” diye düşünürken annesi içeri girdi.

“Ne düşünüyorsun Büşra?”

“Şeyy, anneciğim kumbara mı açabilir miyiz?”

“Hımm anlaşıldı. Acele etme isterse biraz daha biriktir. Damlaya damlaya göl olur.”

“Damlaya damlaya göl mü olur? Damlalar çok az, nasıl bir göle dönüşebilir?”

Annesi, Büşra’nın, bu atasözünü pek anlamadığını ya da hafife aldığını düşünmüştü. Büşra’yı yanına çağırdı.

“Gel bakalım, sana damlaya damlaya nasıl göl olur göstereceğim.” dedi. Lavabonun musluğunu bilerek tam kapatmadı, damlayacak şekilde bıraktı. Büşra buna hemen itiraz etti.

“Annee, hayırr ama israf etmiş oluruz.”

“Böyle bırakmayacağız tabiî ki.” dedi annesi. Genişçe bir kova getirdi. Musluktaki damlalar kovaya düşmeye başla- dı. Büşra “Oooo, bu kova bu damlalarla zor dolar” diye güldü.

“Göreceğiz.” dedi annesi. Aradan saatler geçmişti. Büşra ödevlerini bitirip ardından kitap okumaya başlamıştı. Kitaba kendini öyle kaptırmıştı ki, damlayan musluğu unutup gitmişti.

Kitabını bitirdiğinde annesi yemek vakti geldiğini hatırlatıyordu. Büşra ellerini yıkamak için lavaboya gittiğinde bir de ne görsün? Kova neredeyse taşmak üzereydi. Hemen annesine seslendi:

“Anneee kova dolmuş!”

Annesi gelip hemen musluğu sıkıca kapatmış. Büşra:

“Anneciğim bu suyla neler yapacağımızı biliyorum. Bir kısmıyla çiçekleri sulayacağım, kalanını da yerleri silerken kullanırız.”

“Aferin benim iktisatlı, tutumlu kızıma. Demek ki damlalardan neler yapılabiliyormuş şimdi anladın mı?”

“Evet anneciğim. Önemsiz sandığımız küçük miktarlar bir araya gelince ne kadar önemli oluyormuş çok iyi anladım. Kumbaramı açmayı biraz daha ertelemeyi düşünüyorum.” demiş ve gülmüş.

2 Comments

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*