Fincanın hikayesi: Hata güzel olur mu?

“Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.” derler ya işte oradaki fincanım ben. Bu evdeki yerim çok kıymetlidir. Büyüklerin içtiğin enfes kahvelerin eviyim. Evin çocukları kahve içmezler ama pek severler rengimi ve şeklimi. Bazen beni tutulduğum dolaptan alıp gizlice oynarlar. Beni oyun hamuruna kalıp olarak, ters çevirip bebeklerine masa, hatta içime su doldurup kağıt parçaları atıp yüzdürmüşlükleri vardır. Yani fincanla oyun mu olur dediğinizi duyar gibiyim? Ama ben de çocuklarla böyle oynamayı çok sevdiğimden bana zarar gelebileceğini hiç düşünmezdim. O gün yine, evin çocuğu oyun için kullanacağı misketleri hızlıca dörderli sayarken “4 8 12 16 20 24 28 32 36 40”

Ben de hangi oyunun temel oyuncağımı olacağımı düşünüp heyecanlanıyordum. Ama işte tam da o an timsahları bile gerçekten üzecek ve ağlatacak bir şey oldu.

Dört, sekiz, on iki, on altı

Çocuğun ayağı takıldı beni sarstı

Yirmi,yirmi dört, yirmi sekiz

Eyvah! Her an düşebiliriz!

Otuz iki,otuz altı,kırk

Üzgünüm üç parça yerdeyim artık…

Büyükler hemen koştular. Ben üç parça halde gayet üzgündüm. Artık mis kokan kahvelerin evi olamayacaktım. Üstelik oyun arkadaşım da bu olay yüzünden olumsuz bir ortamın içinde yer alacaktı. Ama hiç de öyle olmadı. Öfke pişmanlıkla parçalarımı çöpe atmak yerine beni özenle topladılar. Herkesin hata yapabileceğini ama önemli olan hatalarımızı tekrarlamamız gerektiği olduğunu söylediler. Parçalarımı nazikçe birleştirip yapıştırdılar. Kusurların ve hataların aslında öğrenmemiz için ne kadar değerli ve önemli olduğunu hiç unutmayalım diye de beni yine evin en en değerli yerine yerleştiler.

Tekerlemeyi söyleyin. Origamiyi katlayıp tekerlemeyi üzerine yazın.

fincan origami

Dergimize abone olmak için tıklayın!

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*