Kahraman Osman

Mahallede bütün çocuklar ondan şikâyetçiydi. Her gün muhakkak birkaç arkadaşını rahatsız ediyordu Osman. Kendinden küçük ve savunmasız çocuklara zorbalık yapıyor, onu ikâz eden büyüklerine de saygısızca karşılık veriyordu. Onu en son, bisikletini küçük çocukların üzerine sürüp kasıtlı olarak çarpmaya çalışırken görmüşlerdi. Güvenlik görevlisi amca da dahil olmak üzere ona öğüt veren büyüklere, “Siz bana karışamazsınız, istediğimi yaparım” diyordu. Parkta toplanan bir grup öfkeli anne Osman’la ilgili şunları söylüyordu: “Ben ona yapacağımı bilirim, çocuğumu nasıl dövdüyse ben de onu döverim ama bir büyüğe çocuk dövmek yakışmaz!”

Bu çocukla ilgili hep olumsuz şeyler görüp duyduktan sonra, ona daha çok dikkat etmeye, hatta şefkat etmeye başlamıştım. Sonuçta o da bir çocuktu. Hiç mi olumlu, güzel bir davranışı yoktu? Bunu çok merak etmiştim. Her gün bir müddet yürüyüşe çıkıyor hem de çocukları gözlemliyordum. İşte yine Osman ve arkadaşlarını görmüştüm. Ağaçtan uzanıp kopardığı dal parçasını sağa sola savuruyor, etrafındaki arkadaşlarını korkutuyordu.

“Osman!” dedim. Bir an baktı ama elindeki dalı savurmaya devam ediyordu. “Arkadaşlarının canını acıtırsan hepimiz üzülürüz, elindekini bırak lütfen. Hem o dalı ağaçtan kopardığını gördüm. O da bir canlı. Keşke koparmasaydın.” dedim. “Sana ne?” dedi duyarsızca.

Günler geçip giderken, bir gün bahçede yine Osman’ı gördüm. Bu defa, kucağında bir kedi vardı. “Eyvah!” dedim içimden. “Zavallı kedi bu çocuğun eline düştüyse çekeceği var” diye düşünürken, yanıldığımı anladım. Kediyi seviyordu ve ona yiyecek bir şeyler verip beslemeye çalışıyordu. Yanına yaklaştım. Selam verdim. “Hayvanları bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum, sen ne iyi bir çocuksun. Bu küçük kediye bile bu kadar şefkatle davranıyorsan, kim bilir insanlara ve senden küçük çocuklara ne kadar şefkatlisindir. Hem sen kahraman bir çocuğa benziyorsun. Kahramanlar küçüklerini, çevresini ve tüm canlıları korur.” dedim. Osman bir an düşündü. “Ben mi?” der gibi baktı yüzüme. Sonra duruşu ve bakışı değişti. Yüzünde ilk kez tebessüm ışıltıları gördüm.

Aradan birkaç gün geçmişti. Çocuklarım koşarak yanıma geldiler: “Anne ne oldu biliyor musun? Osman artık kötülük yapmıyor! Üstelik bize sataşan Ali’lere karşı bizi korudu.” “Küçücük çocuklardan ne istiyorsunuz, rahat bırakın onlar kendi hâlinde oynuyorlar” dedi.

Buna en çok ben sevinmiştim. Mahallenin küçük çocukları ve onların aileleri de Osman’daki bu değişimi gördükçe memnun ve mutlu olmuşlardı. Osman artık iyilik kahramanı, mutlu bir çocuktu. Aslında her çocuk kahramandır. Siz de içinizdeki kahramanı; daha fazla sevgi, saygı ve iyilikle ortaya çıkarmaya ne dersiniz?

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*