CAN KARDEŞ akılda kalıcı bir isim oldu
Sizin çizgilerinizle büyüdük. Can Kardeş Dergisi’nin kurucuları arasında yer aldınız. Hala kapakta sizin Can Kardeş tasarımınızı kullanıyoruz. O günleri bize anlatabilir misiniz?
Sanıyorum 1981 senelerinde gazeteler çocuk dergileri de çıkarmaya başlamışlardı. Tercüman Gazetesi’nde Yazı İşleri Müdürü olarak görevliydim. Üç sene kadar Tercüman Çocuk Dergisi ansiklopedi servisi ve gençlik yayınlarından sorumlu idim. Büyüklere göre hikâyeler, romanlar, resimli romanlar var. Ama çocukların okuyabileceği ders kitabı dışında yeni güzel, taze bilgiler edinebileceği mevkutelere (dergilere) ihtiyaç vardı. O yüzden biz de diğer gazeteler gibi “Yeni Asya” olarak bir dergi çıkarmayı planladık. Uzun süre adını düşündük ne koyalım diye… Sonunda “Can Kardeş” ismini koyduk. Söylemesi kolay, akılda kalıcı bir isimdi, onu seçtik. E tabi benim grafiker yönümde var. “Hadi ağabey sen başlığı yapıver” dediler.
Sanıyorum birkaç eskiz hazırladım. Ama bu rahat ve okunan başlık daha hoşa gitti. Sonra onu temize çektim. Çekiş o çekiş, kalış o kalış… Can Kardeş, sayenizde, bugüne kadar yayınını sürüyor.
Can Kardeş 38. yıla girdi, bu süreçle ilgili neler söylemek istersiniz?
İnşallah nice gençlere nice nesillere erişirsiniz. Sevabınız büyük olsun Allah nazarında. Hakikaten çocuklara ilgi duymak bir yönüyle sevabı bol bir hareket. Onları yönlendiriyor, geliştiriyor güzelliğe, iyiliğe doğru istikametler sürüyorsunuz. Keşke daha çok çocuk dergisi çıksa, daha çok okunsa trajlar daha yüksek olsa ve ebeveynler çocuklarını bu tip dergileri okutma fırsatı, imkânı bulabilseler. Zevkle alabilseler. Çocuklar şimdi sadece televizyona bağlı olarak kalıyor. Bir de internet bağımlılığı var. Yanlış.
Eğitim şart değil mi?
Ben öğretmenlere çoğu kere kızıyorum. İlkokul, ortaokul, lise, üniversite hocaları dâhil sadece ders öğretiyorlar.
Müfredatı takip ediyorlar. Akşam ertesi gün verecekleri dersi bir iki sayfa okuyorlar, ertesi gün çocuklara aktarıyorlar, anlatıyorlar. Bu öğretmenlik değil, iki kere iki dört etmiyor. Hiçbir zaman iki kere dört etmez. Hocalar hiç olmazsa diyorum böyle fırsat buldukça görgü kurallarını öğretse…
İşte kime selam verilir, kime selam verilmez bunu bari öğretin. Yürüyen oturana selam verir. Koşan yürüyene selam verir. Arabayla atla giden, koşana selam verir. Kim daha hareketli ise selam verme hakkı onundur.
İlk yorum yapan olun