Sevgili Peygamberimiz (asm) “Namaz, mü’minin miracıdır.” buyuruyor.
Bu hadis-i şerifi bilen Arif, daha çok şey öğrenmek maksadıyla babasına sordu:
“Baba, Peygamberimiz ‘Namaz, mü’minin miracıdır’ demiş. Acaba neden?”
“Çünkü namaz ile Miraç arasında bazı bağlantılar var yavrum.”
“Ne gibi?”
“Anlatayım: Bir kere, Allah, beş vakit namazı Miraç gecesinde farz kılmıştır. Yani Peygamberimiz o gece ümmetine ‘namaz’ gibi bir hediye getirmiştir.”
Hediye kelimesi, Arif’in dikkatini çekmişti.
“Başka hediyeler de var mı baba?” diye sordu.
“Elbette. Allah, Âmenerresûlü ayetlerini ve Ettahıyyatü duasını da Miraç gecesinde hediye etmiştir.”
“Ettahıyyatü ne demek?”
“Peygamberimiz, o gece Allah’ın huzuruna vardığında ‘Ettahıyyatü’ diyerek bütün canlıların hediyelerini Allah’a sunmuştur.”
Babası yine “hediye” kelimesini kullanmıştı.
“Baba, canlıların hediyesi ne?”
“Bütün canlılar, kendi dilleriyle Allah’ı zikrederler. Yani Allah’a ibadet ederler. Bu bir ‘hayat hediyesi’dir yavrum. İşte Peygamberimiz, Miraç gecesinde, bütün canlıların ibadetlerini, onlar adına Allah’a ‘Ettahıyyatü’ diyerek sunmuştur.”
Arif artık namazda ‘Ettahıyyatü’ duasını okurken bunları düşünebilirdi. Zaten namaz, “Allah’ın huzurunda el bağlamak”tı.
Yani “Miraç” gibiydi gerçekten. Namaz surelerini ve dualarını okumak da Allah’la konuşmak gibiydi.
Meraklı Arif, bütün bunları düşündükten sonra gülümseyerek seslendi:
“Babacığım!”
“Efendim yavrum.”
“Allah, Miraç gecesinde Peygamberimize ve bize çok güzel hediyeler vermiş, değil mi?”
“Evet, gerçekten de öyle.”
“Peygamberimiz de Allah’a çok güzel hediyeler takdim etmiş.”
“O da doğru.”
“Peki, bu gecenin hürmetine senin de bana bir hediyen olacak mı acaba?”
Arif’in bu şirinliği karşısında onu sevgiyle kucaklayan babası:
“Oooo güzel yavrum, olmaz olur mu? Al bakalım, bu da senin hediyen.” dedi ve o an arkasından çıkardığı hediye paketini Arif’e uzattı.
Arif çok heyecanlanmıştı. Hemen paketi açtı. İçinden çok güzel bir seccade çıktı.
“Ne kadar güzel bir hediye” diyerek babasına sarıldı.
Az sonra “Ama benim de sana ve anneme bir hediyem olmalıydı” diyerek üzüldü.
Babası o an “Dur bakalım, niye üzülüyorsun ki? Bizim Miraç hediyemiz var zaten” dedi.
“Neymiş o?”
“Sensin yavrum.”
“Nasıl yani?”
“Sen de bize Allah’ın Miraç hediyesisin. Çünkü sen Miraç gecesinde doğdun yavrum.”
Arif, bunu öğrenince çok hoşuna gitti. Çok mutlu olmuştu. “Ben de anne ve babama Miraç hediyesiyim” dedi. Hemen hediye seccadesini serdi, namaz kıldı. Sonra ellerini açarak Allah’a şöyle dua etti:
“Ey hediyeler veren Allah’ım! Sen ne güzel hediyeler vermişsin herkese. Beni, anne- babamı ve bütün Müslümanları Cennetine al. Bize orada da çok güzel hediyeler ver Allah’ım!”
İlk yorum yapan olun