Miraç nedir?

miraç kandili

Kerem ve Yusuf hafta sonu bir araya gelmiş etrafı biraz geziniyorlardı. Kerem, “Annem bu gece Miraç kandili olduğunu söyledi” dedi.

Yusuf, “Miraç Kandili mi? O da ne?”

“Bak” dedi Kerem, “Miraç merdiven demek… Peygamberimiz (asv) göğe bu şekilde yükselmiş.”

“Peki, ne zaman çıkmış?”

“Sanırım, Miladi takvime göre, 621’de… Yani Efendimiz Peygamberimi- zin hicret tarihinden bir buçuk yıl önce.”

Yusuf; “Peki, Peygamberimiz nasıl göğe yükselmiş?” diye sordu.

Kerem başlamış anlatmaya:

“Peygamber efendimiz (s.a.v) Recep ayının 27. gecesinde yatağından çıkıp Burak adlı bir bineğe binip Mescid-i Aksa’ya gelmiş. Bütün peygamberler ile görüşmüş ve 2 rekat onlarla namaz kılıp, onlara imam olmuş. Sonra Ref- ref’e binip göğe yükselmiş. Sidret’ül Müntaha’ya ta Kab-ı Kavseyn’e kadar çıkmış. Hatta Cennet ve Cehennem’i bile görmüş.”

Yusuf : “Cenneti mi?”

Kerem : “Evet, Ayrıca Cenab-ı Hakkın tüm mülkünü dolaşmış. Yani melekler alemi ve Allah’ın (c.c.) cemalini perdesiz görmüş. Hatta Cebrail (a.s.) bile oraya gidemiyormuş. Sence ne konuşmuşlardır?”

Yusuf: “Bilmiyorum. ‘Nasılsın? İyi misin? Ben kulun ve peygamberin falan mı?’ demiştir.”

Kerem : “Bilemedin. Ama biz her gün namazda Peygamberimiz ve Rabbimizin konuşmasını hep tekrarlıyoruz. Belki de o yüzden peygamberimiz efendimiz (s.a.v) “Namaz Müminin Miracı’dır. Sonra Peygamberimiz üç hediye ile dönmüş.”

Kerem : “Nedir o hediyeler?”

Yusuf : “Birincisi; Bakara Suresi’nin son iki ayeti olan Amenerresulu… İkincisi; 5 vakit namaz. Üçüncüsü; Allah’a ortak koşmadıkça büyük günahlarının affedileceği müjdesi.”

Kerem : “5 vakit namaz Mi’raçtan mı bize gelmiş?”

Yusuf : “Evet. Peygamber Efendi- miz’i (s.a.v) Cenab-ı Hak, âdeta tüm semavata tanıtıyor. Ayrıca bir devlet başkanının nasıl eğitim, savunma, dış işleri, iç işleri, sağlık gibi bakanlıkları veya makamları bulunur. İşte aynen böyle de Cenab-ı Hak’kın tek tek makamlarını, isimlerini görmüş. En sonunda doğrudan Kendisini de.”

Kerem : “Peki, dönüşte ne oldu?”

Yusuf : “Peygamber efendimiz (s.a.v) gökten tekrar Kudüs’e indi. Burak bineğine bindi. Mekke’ye geldi. Döndüğünde yatağı sıcaktı. Hanımı Hz. Ayşe (r.a.) böyle söylemiş.”

Kerem : “Desene zaman genişlemiş. Yada Geleceğe Dönüş filmi gibi. Ayrıca yatak 5 dakika içinde soğur. 1 veya 2 yıl sürecek bu yolculuk 5 dakikada bitmiş. Peki sonra?”

Yusuf : “Bu olayı duyan müşrikler Hz. Ebubekir’e (r.a.) gidip, ‘senin arkadaşın Miraca çıkmış. Yok Kudüs’e gitmiş. Yok Göğe çıkmış.’ demişler.
O da ‘bunu O mu söylemiş’ diye sormuş. ‘Evet’ demişler ve Hz. Ebubekir “O söyledi ise, doğrudur.” demiş. Ne inanç ama. “

Kerem : “Bana deseler senin için valla ne yalan söyleyeyim pek inanmazdım. Demek sıddıkiyet bundan geliyormuş. Hz. Ebubekir-i Sıddık hımm”

Yusuf : “Ayrıca müşrikler Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) Mescid-i Aksa’nın pencere ve kapılarını sayılarını şekillerini vb. sorular da sormuşlar. Peygamberlerimiz (s.a.v) ise hayatında hiç bu kadar sıkılmadığını söylemiş. Çünkü düşünsene böyle bir olayda kim kapı ve pencereye bakar. O zaman işte mucize olmuş ve peygamberlerimiz (s.a.v) âdeta Mescid-i Aksa’nın karşısında gibi Cenab-ı Hak ona göstermiş. Müşriklerin bütün sorularını rahatlıkla cevap vermiş.”

Kerem : “Başka soru da sormuşlar mı?”

Yusuf : “Mesela gelecek olan yoldaki bir kafileyi haber vermiş. Fakat kafile 1 saat gecikince Peygamberimiz (s.a.v) için güneş bir saat durur. Belki ileri de fen alimleri bu olayı açıklarlar.”

Kerem : “Neyse, akşam oldu. Artık ben eve gidiyorum. Yarın gene buluşuruz.”

Yusuf : “Şimdiden Kandilini tebrik ediyorum.”

Kerem: “Biliyor musun, bu gece namaz kılmaya başlayacağım ve Miraç gecesini düşüneceğim. Sana da hayırlı kandiller.”

Yazan: Ahmet Cemil Çökren

Dergimize abone olmak için tıklayın!

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*