Zıtlıklar (2023/11)

Henüz uyumaya gitmişti. Ama yine hiç uykusu yoktu.

Perdenin küçücük aralığından pırıl pırıl parlayan Jüpiter’i gördü.

O muydu yoksa başka bir gök cismi mi? Gözlerini kırpıştırdı. Yattığı yerden hafifçe doğruldu. Perdeyi biraz daha açtı. Telefonda ki gök cismi uygulaması ile doğruluğunu kontrol etti.

Evet oydu. Karanlıktan korkuyordu. Ama karanlık olmasaydı gökyüzünün o çok sevdiği minik süslerini nasıl görebi- lirdi?

Işıl ışıl gök cisimleri. Bazıları ışıldamazdı ama bir fener gibi parlaktı. İşte Jüpiter onlardandı. Parlak gezegen… Jüpi… İçi ürperdi. Hava iyice serinlemişti. Bir battaniye daha aldı üstüne. Üşümeyi de hiç sevmiyordu. Brrrrrr…. Dıdıdıdıdı…

Ama buz gibi karlı havada kartopu oynamayı çok seviyordu.

Geçen sene sadece bir kere kar yağmıştı. Çok az kartopu oynayabilmişti. Özlemişti karlarla oynamayı. Ona ilginç gelen, bazen korktuğu bazen çekindiği bazen de sevmediği durumların içinde onu mutlu eden, heyecanlandıran, öğreten şeylerin olmasıydı. Ertesi sabah epey zinde kalktı. Okul yolunu severdi. Ağır ağır ilerken merak ettiği çok şey olurdu.

Geçtikleri her yeri ezbere biliyordu. O nedenle yeni olan her şeyi hemen anlardı.

Mesela geçen gün su birikintisi için- de gördüğü yuvarlak beyaz cisimlere hayret etmişti. Küçücüktüler. Aylar önce öğretmeni cemre suya düştü demişti. Yoksa bu cemre miydi? Annesine sordu. Cemrenin gözle görülmeyip etkilerinin hissedildiğini öğrendi.

Bahar geldiğinde görülen sıcaklık artışıydı. Sudaki küçük yuvarlaklar kurbağa yumurtasıydı sadece. Kurbağaları gözlemlemeliydi. Yumurtadan çıkan kurbağa yavruları her geçtiğine farklı bir şekil alıyordu.

Yavrular kurbağadan çok balığa benziyordu. Kurbağalardan ürkse de içindeki meraka engel olamıyordu. Ürkmek ama merak da etmek.

Zıtlıkların tadına varmışçasına kurbağa gibi zıplaya zıplaya okula vardı.

origami zıtlıklar

Dergimize abone olmak için tıklayın!

işrak resfebe sel sembol şeair-i islam kat'ı

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*