Son peygamber Efendimiz Muhammed (aleyhivesselam) hayatı boyunca ashabına ve ümmetine örnek bir model oluşturdu. Gerek davranış biçimiyle gerekse sözleriyle asırlar geçse de hala toplumlara yön vermeye devam ediyor.
Peygamber Efendimizin örnek davranışlarına baktığımızda;
-Dinini sevdirmesi, etrafındaki insanlara danışması, merhameti ve alçak gönüllülüğü ile dikkatimizi çekmiştir.
Günlük hayatındaki davranış biçimi, adeta bir görgü kuralı manzumesi gibidir.
Öylesine çok örnek var ki; yeni bir kıyafet giyeceği zaman Cuma gününü tercih ederdi. Elbisesini sağdan giyer soldan çıkarırdı. Oturarak giyinirdi ve böyle giyilmesini isterdi.
Su içeceği zaman önce sağında bulunan kişiye ikram ederdi.
Yemeğe oturmadan önce ellerini yıkar, sağ ve sol elin başparmağıyla gözlerini mesh ederdi. Yemeğe besmele çekerek başlar, sonunda şükrederdi. Yaslanarak yemek yemezdi. Yemeğe ve suya üfürmezdi. Genelde buğday ekmeği ile hurma yer, üzüm yerken tek tek ağzına koyardı. Ekmek kırıntılarını ezmemeyi emrederdi. Dişlerini temizlemeden uyumazdı.
Ayakkabılarını eve girerken ters çevirir, evden çıkarken düzleştirir ve sağdan giymeye başlardı, çıkarırken solunu çıkarırdı. Yeşilliğe ve akan suya bakmaktan hoşlanırdı.
Daha sayalım mı:
Birisine söz verdiği zaman mutlaka yerine getirir, sözünden kesinlikle dönmezdi. Sadakayı bizzat kendi eliyle verir ve bunu tavsiye ederdi. Gülümsemeden konuşmazdı. Çok nazik ve güzel bir gülüşü vardı. Üstelik bunu tavsiye ederdi.
Aksırırken elini veya elbisesini ağzına kapatırdı. Gürültü etmeden hapşırmaya özen gösterirdi. Aksıranın “Elhamdülillah” demesini tavsiye eder ve ona “Yerhamükallah” derdi. Karanlık evde oturmaz, bir şekilde aydınlatırdı. Hiçbir şeye hayır demezdi hep “evet” demeyi tercih ederdi. Yapamayacak olursa susardı. Yanında tarak, sürme ve misvak bulundururdu.
İnsanların birbirini sevmeleri ve yakınlaşmaları için hediyeleşmesini isterdi. Anne-babaya ismiyle hitap etmeyi ve hatta beddua etmeyi yasaklardı.
Dostlarına bir tavsiye veya davet haberi gönderirken “Müjdeleyin, nefret ettirmeyin, kolaylaştırın, güçleştirmeyin” buyururdu.
Bir söz söylediğinde yavaş ve tane tane konuşurdu. Söylediklerini anlayamayanlar için üç kez tekrar ederdi. Birisinden örnek verirken isim vermez, arkadan konuşmaz, “İnsanlar neden böyle yapar?” derdi.
Yatınca sağ elini başının altına koyar. Kâbe’ye yönelir, dizlerini karnına kadar çeker öyle uyurdu. Geceleri Allah’a çok ibadet eder ve tavsiye ederdi.
*
Daha bunun gibi birçok hareketini saymak mümkün. Öyle ki her hareketinde ne hikmet barındırdığını insanlık daha yeni keşfediyor.
Bu karışık zaman diliminde Peygamber Efendimizin küçücük bir sünnetini taklit etmek, öylesine kıymetli ki… Mesela yemek, içmek ve yatmak gibi insani hareketini bile aynen yerine getirmek, O’nun sünnetini gözetmek gibi olur… Ve o küçük muamele ve o fıtri amel sevaplı bir harekete dönüşür. Böylelikle, kalbimiz Allah’a yönelir ve hem ibadet sevabı kazanır hem de huzur buluruz.
Arkadaşlar, fert olarak Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’i (asv) hayatımızın odak noktası yapıp, yaşantımızı buna göre tanzim edersek, toplum düzelir.
Allah’ım;
Sen’i hatırlatmana vesile olan ve alemlere rahmet olarak gönderdiğin Efendimiz Muhammed’e (asm), bütün ashabına, kardeşleri olan nebi ve resüllere, melekle- rine ve salih kullarına salat ve selam eyle!
Amin.
İlk yorum yapan olun