Heyyy! Merhabaaa!
Ben bir Yağmur Kurbağasıyım! Size kendimi tanıtacağım.
Daha önce beni hiçbir yerde gördünüz mü?
Yaa, demek ilk kez görüyorsunuz! O zaman kulaklarınızı iyice açın ve beni dinleyin!
Yağmur kurbağasını sinirli bir avokadoya benzetirler
Beni ilk kez gören insanlar anında sinirli bir avokadoya benzetir. Bazıları sempatik bulur, bazıları ise çok sevimsiz olduğumu söyler.
Sizce öyle mi? Halbuki fotoğraflarda yakışıklı çıkıyorum ya… Neyse.
Puslu ve yağmurlu havayı severim
Güney Afrika’da hayatımı sürdürürüm.
Yalnız başına yaşamayı severim.
İsmimden de anlaşılacağı gibi genellikle yağmurdan önce ortaya çıkarım.
Puslu veya nemli koşullarda da görünürüm.
Düşmanımı korkutmak için balon gibi şişerim
Ayrıca tehlikeyi fark ettiğim anda daha ‘korkutucu’ görünmek için kendimi şişiririm.
Böylelikle düşmanlarıma karşı kendimi korumaya almış olurum. Bunu nasıl mı yapıyorum?
Ağzımdan hava yutarım ve yuvarlak bir şekile getiririm. Tıpkı bir balon gibi.
Hani hava üflersiniz balon şişer ya… Onun gibi bir şey. Hem biliyor musun?
Yaşadığım bölgede yani Cape Town’da toprakların havalandırılması konusunda önemli katkıda bulunurum.
Cape Town’da yaşadığım için bana “Cape Yağmur Kurbağası” da derler…
Boğulma tehlikesi geçiren tek kurbağayım
Kurbağa olduğuma bakmayın:
Yüzemem, hatta suya konulduğum zaman boğulma tehlikesi bile geçiririm.
Kalın güçlü ve kaslı bacaklarım, toprağı kazmama yardımcı olur. Yetişkinlerimiz 45 mm uzunluğa kadar büyürler.
Eveet! Benim anlatacaklarım bu kadar…
Beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ederim.
Hayvanlar Allah’ın sessiz kullarıdır, sakın zarar vermeyin.
Bize emanet gözüyle bakıp, yaşamamıza saygı duymanızı istiyorum.
Dünya hepimizin!
Tabiata ve hayvanlara iyi bakmanız duasıyla. Bizi Yaradana emanet olun.
Dergimize abone olmak için tıklayın!
İlk yorum yapan olun