Bir varmış, bir yokmuş. Çook çok eski zamanlarmış. Bilgisayarların, cep telefonlarının ve televizyonun olmadığı bir zamanmış. Hayal edebiliyor musunuz?
“O zaman çocuklar nasıl vakit geçiriyordu?” dediğinizi duyar gibiyim. O kadar eğleniyorlarmış ki, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorlarmış. Hayal ettikleri oyuncakları, bulabildikleri malzemelerden kendileri yapar, onlarla saatlerce bıkmadan oynayabilirlermiş.
Biz nasıl o zamanları tam olarak bilemiyor ve onların hissettiklerini hissedemiyorsak; onlar da bizim zamanımızı ve bizim çocukluğumuzu bilemezlerdi. İşte öyle geçmiş zamanın birinde, bahçede oyun oynamaktan yorgun düşen Ömer ve Mehmet, gün batımı evlerine döndüler.
Ellerini yüzlerini yıkayıp, aile büyükleriyle birlikte yer sofrasının etrafına oturup akşam yemeklerini yediler. Yemekten sonra, çay saatinde, tüm aile bir arada oturup sohbet etmeye başladılar. Ailenin yaşlıları olan dedeler ve nineler çocukluk yıllarında yaşadıkları hatıraları anlattılar. Ömer ve Mehmet ilgi ile dinledikten sonra, Mehmet’in aklına bir soru gelmişti:
“Dede, hep geçmişi anlatıyorsunuz da, acaba gelecekteki çocukları nasıl bir zaman bekliyor çok merak ediyorum.” dedi.
Dede’nin sezgileri kuvvetli ve ileri görüşlüydü. Endişeli bir şekilde bir müddet düşündükten sonra:
“Gelecekteki çocukları hem çok zor, hem de çok kolay günler bekliyor sevgili torunum” dedi.
“Nasıl yani?” dedi Ömer.Dedeleri: “Çocuklar, geç oldu. İsterseniz yataklarınıza yatın, ben de size gelecekteki çocukları neler
beklediğini anlatayım” dedi.
Çocuklar buna çok sevinmişti. Hava sıcak olduğu günler evin terasındaki yer yataklarında yıldızları seyrederek uyurlardı. Yine açık havadaki yer yataklarına yattılar. Dedeleri de anlatmaya başladı:
“Gelecekteki çocuklar sizden çok daha fazla imkâna sahip olacak. Bilgiye anında ulaşabildikleri cihazlar kullanacaklar. Ama sizin oynadığınız oyunların çoğunu bilmeyecekler. Cihazlar üzerinden hiç tanımadıkları çocuklarla gerçek olmayan oyunlar
oynayacaklar. Bilgisayar oyunlarında aşırıya giden ya da teknolojiyi kötüye kullananlar ailede ve okulda sorunlar yaşayacak. Zorluk çekecekler. Çok az çocuk tüm imkânlara rağmen sizler gibi arkadaşlarıyla oynayacak, kitaplar okuyacak ve büyükleriyle sohbet edecek. Yeri geldiğinde de bilgiye ulaşmak için, önemli bir iş veya bir hedef için çağın cihazlarını kullanacaklar. İşte o çocuklar hem çok başarılı, hem de çok mutlu olacaklar. Tıpkı sizin gibi.”
Ömer ile Mehmet, yıldızları seyrederken, gelecekteki mutlu çocukları hayal ederek uykuya daldılar.
Mehtap Y. Yükselten
İlk yorum yapan olun