Kurban paylaşmaktır

kurban

Bizi “biz” yapan değerlerden en önemlisi kuşku yok ki, “paylaşma” duygusudur.

Paylaşmak, aynı zamanda birlik ve beraberliğimizi pekiştiren en önemli unsur… Yani hem dinimizin emri hem de kültür ve geleneklerimize yerleşmiş en güzel duygulardan bir tanesidir.

Öyle ki, bize dedelerimizden miras kalan “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadis-i şerifini düstur edinmişiz. Asırlardan beridir komşumuzu aç bırakmamak için didinip durmuş ve bu konuda Peygamberimizin izinde giderek Allah rızasını gözetmeye çalışmışız. Üstelik bir elin verdiğini diğer el görmeden…

*

Bu vesileyle Kurban Bayramında paylaşmak duygusunu çok yakından hisseder ve bunun için Allah’ın rızasını kazanmaya çalışırız.

Kurban Allah’a yaklaşmak maksadıyla yalnız O’nun rızasını kazanmak için kesilir. Paylaşmak duygusuyla teslimiyeti öğreniyoruz. Hazreti İb- rahim (a.s.)ın ve ailesinin sadakat ve teslimiyetinin imtihanıdır bu… Böylelikle, Cenab-ı Hak, Hazreti İbrahim ve İsmail’in teslimiyetine atfen Cennetten bir koç göndererek tüm İslam alemine hediye etmiştir.

Eğer kişinin hayatında, sadakat, teslimiyet ve paylaşmak yoksa elbette şekli olarak kesilen Kurban’ın tek başına bir kıymeti yoktur. Nitekim Allah, Hac Suresi 37. ayetinde bize “Kurbanlarınızın etleri ya da kanları Allah’a ulaşmaz, ama sizin takvanız Allah’a ulaşır” buyurarak bize bu sadakat ve teslimiyete davet eder.

Yazan: İnci Karaman

Yazının tamamı için Temmuz sayımızı kaçırmayın

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*