Hem Dünyevi Hem Uhrevi Sistem: Ahi Teşkilatı

Ticaretin temeli güvendir. Güvenilir olmak, dürüstlük ve ahlaktan geçer. Bu iki önemli unsur bu topraklar üzerinde yaşayan büyüklerimizin en büyük erdemlerinden biri olagelmiştir.

Tarihte yaşayan büyüklerimiz ticarette dürüstlüğün en güzel örneğini bize göstermiş. Bu öyle bir teşkilat ki, hem sosyal hem ekonomik ve hem de siyasi hayatımızı derinden etkilemiştir.

Anadolu’nun vatan toprağı olmasında ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda büyük rol oynayan tarihimizin önemli şahsiyetinden Ahi Evran bu teşkilatın kurucusu olarak kayıtlara geçmiş.

KİMDİR?

Ahi Evran, İran’ın Batı Azerbaycan tarafında bulunan Hoy kasabasında dünyaya gelmiş. Asıl adı; Mahmut… Doğum yerine nisbetle Mahmut bin Ahmet el-Hoyi (Hoylu Ahmet’in oğlu Mahmut) denmiştir.

Bir de lakabı vardır; “Dinin yardımcısı” anlamına gelen Nasiruddin’dir. Ahi Evran’ın çocukluğu ve tahsil hayatı Azerbaycan’da geçmiş olsa da, gençliğinde Horasan ve Maveraünnehre giderek hocalarından ilim tahsil etmiştir.

İlim dediysek, öyle sıradan bir ilim değil. Mesela hac yolculuğu sırasında, evliyadan Şeyh Evhadüddin Kirmani ile tanışmış ve ondan tefsir, hadis, fıkıh, kelam ve tıp alanında dersler almıştır. Hatta, tasavvuf yolunda yüksek bir makam sahibi bir veli olarak hayatını sürdürmüştür.

Bu dönemde İbn-i Sina, Fahreddin Razi gibi büyük zatların eserlerinden yararlanmış, Abbasi Halifesi Nasır Lidinillah’ın kurduğu fütüvvet teşkilatını da tanımıştır. 13. Yüzyıl başlarında Selçuklu Sultanı 1. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Muhyiddin Arabi ve hocası Evhadüddin Kirmani ile birlikte Anadolu’ya gelerek özellikle esnafa İslamiyeti anlatmış ve dünya ahiret işlerini düzenli hale getirmeleri için nasihatte bulunmuştur.

MOĞOLLARA KARŞI KAYSERİ’Yİ SAVUNDU

Ahi Evran, Kayseri’de debbağ yani deri işleme atölyesi kurmuştur. Sanat sahibi kimseler arasında çok sevilmiştir. Bunun yanı sıra Moğol istilasına kayıtsız kalmamış ve onlara karşı Kayseri’yi savunan Ahileri teşkilatlandırmıştır.

Gıyaseddin Keyhüsrev’in ölümünden sonra Ahiler ve Türkmenlere baskı uygulandıysa da, Celaleddin Karatay zamanında bu baskı kalkmıştır. Kısa bir dönem Denizli’ye giden Ahi Evran, tekrar Konya’ya dönmüş, daha sonra Kırşehir’e gelerek ömrünün sonuna kadar burada yaşamıştır.

HİÇ ÖLMEYECEKMİŞ GİBİ DÜNYA İÇİN, YARIN ÖLECEKMİŞ GİBİ AHİRET İÇİN ÇALIŞIN

Ahi Evran, Ahilik sistemi ile Anadolu’ya göç eden Türkmenlere iş vermiş; onları tekke ve zaviyelerde iyi bir Müslüman ve nitelikli bir meslek sahibi olabilmeleri için çırpınmıştır.

Yani, onları hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışan insanlar halinde yetiştirmiştir. Böylece Anadolu’nun iktisadi kalkınmasına ve imâr edilmesinde öncülük etmiştir.

Ahi Evran, 32 çeşit esnafı teşkilatlandırmış; Selçuklu ve Osmanlı coğrafyasında sanatını icra eden bütün esnaflar İslâm medeniyetinin zirve kuruluşu Ahilik Teşkilatı’nın merkezi Kırşehir olduğu için buradan “İcâzetnâme” almışlardır.

Kardeşliğin, cömertliğin, yiğitliğin, fedakârlığın, doğruluğun, dürüstlüğün, kalitenin, üretimin, ahlâkın, sanatın, aklın ve bilimin esas alındığı Ahilik Teşkilatı’nın kurucusu bu faziletli âlim ve mutasavvıf Ahi Pîri Horasanlı Türkün, kesin olmamakla birlikte Moğollara karşı mücadele ederken 93 yaşında şehit edildiği ifade edilmektedir. 1261 (H.653). Kabri Kırşehir’de kendi adı ile anılan camiin bitişiğindedir.

Allah ondan razı olsun.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*