Dünyayı etkileyen salgın hepimizi ev ile buluşturdu. Karantina günlerinden dolayı “ev”de kaldık.
Biliyorsunuz; kâinat daha bir canlandı. Kuşlar, böcekler, çiçekler ve gökyüzü şimdiye kadar daha önce hiç görmediğimiz bir aydınlık ve berrak bir görüntüye kavuştu. Her yer ışıl ışıl oldu.
Yunus balıkları ile tanıştık. Dağlardan hayvanlar indi. Başka ülkelerde penguenler, sincap ve geyikler sokakta korkusuzca dolaşmaya başladı. Gökyüzünün başka başka renklerde olduğunu keşfettik.
Denizin turkuvaz rengini görebilme fırsatımız oldu. Hatta ufuk çizgisinin ötesinde diğer adaları net bir biçimde
üstelik dürbünsüz görebildik. İnsanlar doğadan uzaklaşınca, toprak, çiçek, böcek, ağaçlar ve oksijen kendine geldi. Fark ettiniz değil mi? Bilim adamları, ozon tabakasının bile, küçüldüğünü söyledi.
Demek insan eli karışınca, karıştırıyor. İnsan elinin değmediği yerde, tabiatı kendi seyri içinde bıraktığınızda, fıtratına uygun bir biçimde gelişiyor ve insanları kendine hayran bırakıyor.
*
Ne diyor mukaddes kitabımız Kur’ân:
“Onlar düşünmüyorlar mı?” (Araf 176)
“Düşünen kavimler için ayetlerimizi böyle açıklarız.” (Yunus24)
Yani insan, yani biz “düşünmekle” vazifelendirildik.
Bediüzzaman Dede, bu hususu bize şöyle hatırlatıyor:
“Ey gözleri sağlam ve kalpleri kör olmayan insanlar!
Bakınız, insan âleminde iki daire ve iki levha vardır.
Birinci daire: Rububiyet dairesidir. (Allah’ın kâinattaki tedbir ve tasarrufu)
İkinci daire: Ubudiyet dairesidir. (Kulluk vazifesi)
Birinci levha: Hüsn-ü sanattır. (Güzel sanat)
İkinci levha: Tefekkür ve istihsandır.” (Düşünmek ve güzel görmek)
(Mesnev-i Nuriye, s.55)
*
Yani, bu iki daire arasında sıkı bir münasebet var; zerrecikler olsun, ağaç olsun, böcek olsun, gökyüzü olsun, kendi dilleriyle kulluk vazifesini yerine getirirken, tüm gücüyle Allah’ın kâinattaki tedbir ve tasarrufu hesabına çalışır. Biz insan olarak düşünmek, tefekkür etmek, güzel görmek gibi bütün işaretlerde “güzel sanatı” icra edene bakarak teşekkür etmektir.
Azamet ve mülk sahibi olan Baki Ezeli’nin her türlü afet ve noksanlıklardan uzak olduğunu düşündüğümüzde O’na olan bağlılığımız daha da artıyor.
*
Tatilde nereye gidecek olursak olalım, bu düşünceyle yola çıkalım. Tatil beldeleri düşünmek için güzel bir fırsat…
Ha unutmadan, gittiğiniz ve gördüğünüz yerleri, yanınızda bulundurduğunuz küçük deftere not edin olmaz mı?
Sonra da bunu ailenizle paylaşın.
1 Trackback / Pingback