Miraç namaz demek, namaz kurtuluş demek!

Arif o sabah heyecanla uyandı.
Müthiş bir rüya görmüştü. Film gibiydi adeta. Anlatsa bitmek bilmeyecek bir serüvendi sanki.
Hemen babasının yanına koştu.
Gerçekten de anlattıkça anlatıyor ama bir türlü sonu gelmiyordu.
Babası bir ara söze girdi ve “Biliyor musun?” dedi.
“Neyi?” dedi Arif. “Rüya gördüğümüz sürenin aslında ne kadar olduğunu?”
“Ne kadar baba?”
“Birkaç saniye veya birkaç dakika!”
“Gerçekten mi? Ama ben, en az bir saat anlatabilirim!”
Babası güldü. “Evet, gidişata bakılırsa öyle gözüküyor.”
“Peki bu nasıl oluyor baba? Hem diyorsun ki rüyalar birkaç saniye veya birkaç dakikadır, hem de ben bir saat boyunca
anlatabiliyorum. Hatta ben bu anlattıklarımı gerçekte yaşamış olsam, herhalde birkaç saat sürer.”
Meraklı Arif, çok ilginç bir konuyla daha karşı karşıyaydı. İçinden “Bakalım şu dünya denilen misafirhanede daha ne garipliklerle
karşılaşacağım?” diye geçirdi.
Babası “Miraç mucizesini hatırlıyor musun?” diye sordu Arif’e.
“Evet” dedi o da. Ama bu rüya konusuyla ne ilgisi vardı ki? Babası devam etti:
“Peygamber Efendimiz (asm), Miraç mucizesinin yaşandığı gece, Cebrail meleğin rehberliğinde önce Mekke’den Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya geliyor. Oradan da göklere yükseliyor. Yedi kat göğü geziyor. Her katta bir peygamberle görüşüyor.
Sonra Cebrail’i de geride bırakarak, Âlemlerin Rabbi olan Allah ile görüşüyor. Yani Cenab-ı Hak onu kendi huzuruna getiriyor.
Ona Cennet ve Cehennemi gösteriyor.” Arif babasını dinlerken, bir yandan da bunları neden anlattığını düşünüyordu. Sonra babası şöyle bir soru sordu: “Sence bütün bunlar, yani Peygamber Efendimizin yaşadığı Miraç mucizesi ne kadar zaman almıştır Arif?” Arif biraz düşündü ve “Herhalde en az 1 gün sürmüştür baba” dedi. Babası “Hayır, çok daha kısa bir zaman diliminde gerçekleşmiş. Bazı rivayetlere göre gecenin çok kısa bir müddetinde, bazı rivayetlere göre ise birkaç dakikada Peygamberimiz
yedi kat göğe gidip gelmiş.”
Arif şimdi anlamıştı babasının Miraç’tan niçin bahsettiğini. Rüya ve Miraç… Birbirine benziyordu sanki. Rüyada birkaç dakikada
normalde çok uzun zaman alacak işler yaptığımız gibi, Peygamber Efendimiz de birkaç dakikada çok uzun zaman sürecek haller yaşamıştı. Rüya gibiydi adeta ama gerçek! Allah, Peygamberimizi ışık hızında,
hatta belki de daha hızlı bir şekilde kendi mülkünde gezdirmişti. Arif hayretle bu anlatılanlar üzerinde düşünürken babası devam etti: “İşte güzel oğlum, içerisinde bulunduğumuz ayda, Receb’in 27. gecesi Miraç Kandili vesilesiyle bu mucizeyi yeniden idrak edeceğiz. Peygamber Efendimiz ‘Namaz, mü’minin miracıdır.’ diyor. O halde biz de her namazda Allah’ın huzuruna yükseldiğimizi düşünebiliriz.”
Arif “Baba unutma, bir kandil daha var bu sene Nisan ayında. Berat Kandili.” dedi. “Çok doğru söyledin Arif. O da Şaban ayının 15. gecesi oluyor. Berat ‘kurtuluş’ demek. O gecenin hürmetine Cehennemden kurtulup Cenneti kazananlardan oluruz inşaallah.”
“Amin.” dedi Arif. Sonra da sevinçle: “Miraç demek namaz demek! Namaz demek kurtuluş demek!” diye şükretti.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*