Beklenen Kar, Beklenmeyen Hastalık

Havalar iyice soğumuştu. Çocuklar kar yağsın diye bekliyorlardı. Ancak bu kış kartopu oynayacak kadar kar yağmamıştı.
Zehra’nın annesi, sabah onu okula gönderirken sıkı sıkı tembih ediyordu: “Bak kızım hava çok soğuk, sakın montunu giymeden okul bahçesinde oynamaya çıkma!”
Zehra hızlıca hazırlanırken, bir yandan da annesine “Tamam anne” diyordu. Zehra ilk teneffüste sınıfın penceresinden dışarı bakarken, minik kar taneciklerinin rüzgârla savrulduklarını görünce çok heyecanlandı. Tüm arkadaşlarını çağırdı.
“Arkadaşlar bakın, galiba bu defa kar yağacak!”
“Haydi, dışarı çıkalımm!” dedi çocuklardan biri. Hepsi koşarak bahçeye çıktı. Savrulan kar tanelerini yakalamaya çalışıp koşuyorlardı sağa sola. Teneffüsün bittiğini haber veren zilin çalmasıyla içeri girmeye başladılar. Zehra içeri girerken çok üşüdüğünü fark etti. Üstüne montunu giymediğini de. Elleri ve yüzü soğuktan kıpkırmızı olmuştu.

O gün ateşi çıktı. Öğretmen annesine haber verdi. Annesi gelip Zehra’yı aldı ve doktora götürdü. Burun akıntısı ve öksürük de başlamıştı. Doktor, Zehra’ya bağışıklık sisteminin çok düşük olduğunu, bol bol kış sebze ve meyvelerini yemesi gerektiğini söyledi.
Zehra’nın hastalığı bronşit başlangıcı idi. Birkaç gün evde dinlenmesi, ilaçlarını kullanması ve sağlıklı beslenmesi gerekiyordu.
O gün Zehra, annesine montunu giymeden bahçeye çıktığını söyleyememişti. Ertesi gün kendini daha iyi hissettiğinde, tüm cesaretini topladı ve “Anneciğim, sana bir şey söyleyeceğim” dedi. Annesi: “Tabi yavrucuğum, anlat ne oldu?” dedi. “Dün senin
söylediklerini unuttum. Kar tanelerini görünce heyecanlandım ve bahçeye montumu giymeden çıktım.” Annesi şöyle dedi:
“Hımm anlaşıldı. Bak kızım, soğuk havalarda hastalanmamak için tedbir alırız. Üşütmemek için kalın giyinmek de bunlardan
biridir. Fakat bunun yanında doktor amcanın dediği gibi sağlıklı gıdalarla, meyve sebzelerle beslenmeliyiz. Montunu giymediğin
için üşütmüş olabilirsin ama beslenmene de dikkat etmen gerekiyor.
Bugün sana sağlıklı bir kış sebzesi olan ıspanak pişirdim.”
“Ama anneee ben ıspanak sevmem kiii!”
“Şöyle sana kıymalı bir ıspanak yapayım, hem de içerisinde senin için çok faydalı olan B, C vitaminleri ve demir var. Sağlıklı kış sebze ve meyveleri yemezsen acı ilaçlar içmek ve iğne yaptırmak zorunda kalırsın. Hem hastalandığın günler okulundan arkadaşlarından ayrı kalmış olursun.
Bunlar daha zor değil mi sence?” Zehra bir müddet düşündü. Bir ilaçlarına baktı, bir de ıspanağa.
Gerçekten de ilaç içmektense ıspanak daha iyi olabilirdi. “En azından tadına bakarım” diye düşündü. Ağzına aldığında ıspanakla ilgili tüm olumsuz düşünceleri gitmişti. Öyle lezzetli geldi ki, ikinci lokmayı da yedi. Sonra üçüncü, dördüncü derken tabaktaki tüm ıspanağı bitirdi.
Zehra, sağlıklı kış sebze ve meyveleriyle beslenmeye başlayınca, çok çabuk iyileşti ve tekrar okuluna döndü. Arkadaşlarıyla
birlikte bekledikleri kadar kar hâlâ yağmamıştı ama artık montunu giymeden bahçeye çıkmıyordu.
Abur cubur yemeyi de bırakmıştı. Arkadaşlarına da hep sağlıklı beslenmeleri gerektiğini söylüyordu.

Mehtap Y. Yükselten

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*