BARIŞ ÖNCE KALPTE BAŞLAR
Babam gazeteleri okuduğunda yine yüzünü ekşitti. Gazetelere yansıyan savaş haberleri ve bitmek bilmeyen karışık ortamdan hayli sıkılmış olmalıydı.
Babamın bu moral bozukluğu eve yansıyor. Annem üzülüyor, ben de ders yaparken, babamın bu canı sıkkın halini görünce epey üzülüyorum.
Sahi neden savaşlar var?
Bu güzelim dünyada, onca güzellik varken, bu kadar çirkinlik niye?
SAVAŞ GÖRMEMİŞ İNSAN YOK
Yazılı insanlık tarihinde 6 bin yıldır 15 binden fazla savaş yaşanmış. Bu her yıla yaklaşık üç savaş düştüğü anlamına geliyor. Her 30 yılı bir kuşak sayarsak bugüne dek dünya üzerinde yaşamış 185 kuşağın içinde sadece 10 kuşağın savaşsız bir ömür sürdüğünü söylemek yanlış olmaz. Neredeyse hayatı boyunca savaş görmemiş ya da tanık olmamış insan yok gibidir.
Artık her insan savaşı bir şekilde görüyor, ya yaşayarak ya izleyerek. Bu durum yaşayanlarda doğrudan, izleyenlerde dolaylı savaş travması yaşatabiliyor.
Silahlı gücü elinde tutan ülkeler, ekonomisi zayıf ülkelere savaş pazarlıyor. Balta girmemiş Afrika ormanlarında yaşayan insanlara kadar çatışmanın olmadığı, gözyaşının dökülmediği yer yok gibi.
SAVAŞTAN KARLI ÇIKAN KİM?
Peki, bu savaşlarda en çok kim kârlı çıkıyor?
Tabii ki; silah tüccarları. Kan üzerinden kâr elde ediyorlar. Bu yüzden dünya nüfusunun yüzde 43’ü ise mutlak yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Tüm dünyadaki silahlanmanın dünyaya yıllık faturası ise 1 trilyon dolar civarında.
Keşke huzur olsa, kadınlar ağlamasa çocuklar bombalar altında geceyi geçirmese…
BARIŞ HEMEN ŞİMDİ!
Artık yeter; binlerce arkadaşımız bombardıman altında öksüz, yetim ve sakat kalmasın. Haber bültenlerinde kan ve barut görmek istemiyoruz.
Yeni yılda ve sonraki yıllarda artık savaşlar olmasın.
Barış kapımızı çalsın. Elbette barışın hayata geçmesi için öncelikle kendi aramızdaki ayrılıkları halletmemiz gerekecek. Dostlarımızla aramızı düzeltelim. Akrabalarımızı ziyaret edelim, dargın isek barışalım.
Sonra sokağımızı, çevremizi, mahallemizdeki barış tesis edeceğiz. Ardından bölgemizdeki barışımızı tesis edeceğiz. Sınır ülkelere de barış çubuğunu uzattıktan sonra da dünya barışından ancak o zaman söz edebiliriz belki.
Ama önce, ama önce… kalp dairesinden başlamak gerekecek.
Dergimize abone olmak için tıklayın!
İlk yorum yapan olun