“Bismillah her hayrın başıdır.”
Yeni yılın ilk gününe gözlerini açtığında, Arif’in zihninde dönen cümle buydu.
Yeni yılın ilk besmelesini çekmişti. “İnşaallah bütün sene güzel ve hayırlı geçer” diye de dua etti.
Kahvaltı sofrasına oturduğunda “Bismillah” demeyi ihmal etmedi.
Her şeyin manen “Bismillah” dediğini biliyordu. Öyleyse o da “Bismillah” demeliydi.
“Başta Bismillah zikir, sonda Elhamdülillah şükür, ortada da bu nimetlerin sahibi olan Allah’ı düşünmek fikirdir” diye hatırladı Birinci Söz’deki dersten.
Allah, vermiş olduğu nimetlere karşılık kullarından üç şey istiyordu: Zikir, fikir, şükür…
Kahvaltı boyunca “fikir” vazifesini yapmaya gayret etti.
“Anne! Allah bize çok güzel yiyecekler vermiş değil mi? Mesela, şu bala bak! Enfes bir tadı var. Arılar uçuyor, çiçeklerden öz topluyor ve kovana gelip bal yapıyorlar. Biz de onu yiyoruz.”
“Aynen öyle Arif. Ama hiç düşündün mü, insanlar bal yapamıyor!”
“Evet yaa, küçücük bir hayvanın yaptığını biz niye yapamıyoruz ki?”
“E süt de yapamıyoruz, yumurta da…”
“Anne yaa, ben tavuk muyum ki yumurta yapayım!”
Bu söz üzerine annesiyle birbirlerine bakışıp gülüştüler…
“Yaa işte öyle Arifçiğim! Tavuk değilsin, yumurta yapamazsın ama insansın, çok daha özel şeyler yapabilirsin.”
“Nasıl yani?”
“Arı, tavuk, inek vb. hayvanlar insana hizmet ediyor değil mi?”
“Evet. Ama akılları olmadığı için ne kadar önemli bir vazife yaptıklarını da bilmiyorlardır herhalde.”
“Doğru.”
“Ama sen bu yapılanlar üzerinde düşünebilirsin değil mi?”
“Bu da doğru.”
“İşte bu hayvanların insanoğlunun hizmetine verilmesi, Allah’ın bize sevgi ve merhametini gösteriyor. Yani biz, Allah’ın ‘sevmek, merhamet etmek, nimet vermek’ gibi sıfatlarını aklımızla anlayabiliyoruz. Bu sebeple Allah’a şükrediyoruz.”
“Şimdi anladım anneciğim… Arı bal, tavuk yumurta yaparken biz de ‘ibadet’ yapmalıyız galiba.”
“Aynen öyle. Bizim gibi akıllı ve şuurlu varlıkların en kıymetli ürünü de bu olsa gerek. Allah bizden bunları düşünmemizi ve kendisine kulluk etmemizi istiyor.”
Arif, “Bismillah” ile başladığı senenin bu ilk gününde, annesiyle güzel bir “fikir” alışverişi yapmıştı. “Şükürler olsun” dedi.
Böylelikle “zikir, fikir ve şükür” vazifesini de yapmış olduğunu düşündü.
Hayat böyle çok güzeldi gerçekten!
İlk yorum yapan olun