Ağabeyim ve benim ortak kullandığımız odanın ayrılıp benim yepyeni bir odaya geçme kararına öyle sevindik ki. Birkaç eşya boyanıp, tamir edilip yenilendikten sonra kullanılabilecekti. Boyama işini hep birlikte yaptık. En sevdiğim renk olan mor ve pembeden zürafa ailesi boya boyadım eşyalarıma. Dönüştürmek çok mutlu etti beni. En iyi arkadaşıma fotoğrafını çekip yolladım.
Arkadaşımla okuldayken bahçeden topladığımız kozalaklar, yapraklar ve dallarla yepyeni oyuncaklar yapardık. Hatta bir keresinde eski bir tişörtü çantaya çevirmeyi denemiştik. Çok başarılı olduğumuz söylenemez ama denemelerimiz sırasında sarı ile mavinin karışımının yeşil renk olduğunu öğrendiğimde hayretler içinde kalmıştım. Denemek harika bir duygu.
Sıra gerekli olan eşyaları satın almaya gelmişti. Mağazadaki çocuk odaları kısmına gittik. Korsan gemisi şeklinde bir karyola gördüm. Denizlerde yunuslarla yarıştığımı ,ahtapotlarla selamlaştığımı, gizli hazine ararken gemide yaşadığım savrulmaları hayal ettim. Tam da bana uygun olan buydu. O sırada kamp çadırından ilham alarak tasarlanmış karyolaya ilişti gözüm. Bu sefer hayalimde meşe ağaçları ile dolu bir ormanda sincaplarla ceviz, palamut toplayıp maceradan maceraya koştuğumu canlandırdım. Evdeki sincap peluş oyuncağım da hayalimin bir parçası olabilirdi üstelik. Bunu seçsem diye düşünürken karyolası uzay aracı başucu lambası teleskop şeklindeki takım kendimi Türkiye’nin ilk Türk Kız astronotu olma hayali kurdurdu. Uzay ve ben… Yeni keşifler…
Mağaza görevlisinin “yanlış taraftasınız o bölüm erkek çocuklar için kız çocuk karyolaları diğer tarafta” demesiyle tüm hayallerim silindi. Hep birlikte o tarafa geçtik. Kızlar için olan bölümde bırakın hayal etmeyi hayallerim yerle bir oldu. Evet en sevdiğim renkler olan pembe ve mordan yapılmış karyolaların hiçbirinde keşif, macera, oyun içeren bir özellik yoktu.
Pembe ve mor boyadığım zürafalarımla ormanda olduğumu hissettirecek kamp karyolasını seçip satın aldığımızda mağaza görevlisi hala kız çocuk tarafındaki prenses elbiseli resimli karyola için “tam prenseslere layık” diyordu.
İlk yorum yapan olun