İsmail Tezer ile yeni kitabını konuştuk

* Bu çalışmayı yaparken hedef kitleniz neydi?

“Akif ile Elif İmanın Şartlarını Öğreniyor” isimli altı kitaplık hikâye çalışmamızın hedef kitlesi, başta Can Kardeş okuyucularımız olmak üzere bu konulara ilgi duyan, merak eden ve okumak isteyen herkes, bütün çocuklar ve minik kardeşlerimizdir.

* Çocuklarınız kitabınızı okurken neler hissettiniz?

Çocuklarımız bu yeni kitaplarımızın hazırlık ve yayınlanma sürecinde bir şekilde başından beri yer aldılar aslında. Yayınlanmadan önce ve yayınlandıktan sonra da okudular. Önce onların yorumlarını merak ettim çünkü. Onların düşünceleri benim için çok önemliydi ve yönlendirici de oldu. Ellerine alıp okuduklarında, bambaşka duygular hissediyor tabii insan. Çocuklarınız da, kitaplarınız da sizin meyveleriniz neticede. Meyveler buluşmuştu 🙂

* Çocuklara “İman” konusunu yazarken zorlandınız mı?

Çok zorlandığımı söyleyemem. Bunun sebebi, “imanı” en güzel şekilde anlatan Risale-i Nur gibi kitapları okuyor olmamız herhalde. Elbette minik arkadaşlarımın bu önemli konuları merak etmelerini ve eğlenerek öğrenmelerini sağlayacak bir üslupta yazmak kolay bir iş değil. Ama dediğim gibi Allah’ın lütfu ve Risale-i Nur gibi eserlerden ilham almamız bunu bize kolaylaştırdı diye düşünüyorum.

* Arif ile Elif ismini özellikle mi seçtiniz?

Başka pek çok isim de seçilebilirdi elbette. Ama neticede bu hikâyeler Allah’ı anlatıyor. Arif’in özel anlamı ise, “Allah’ı tanıyan, bilen” demek. Aynı kelime kökünden gelen “Marifetullah” da, “Allah’ı tanımak, bilmek” anlamına geliyor. Allah hepimizi bu dünyaya Kendisini tanıyıp, Ona iman ve ibadet etmemiz için göndermiş. İşte “Arif”i, bu manaları çağrıştırdığı için seçtik. “Elif” de, tevhidi, yani “Allah’ın birliğini” simgeliyor…

* Bir yazar olarak “Dünya Çocuk Kitapları haftası” için ne söylemek istersiniz? 

Çocuklarımız bizim en değerli varlıklarımız, geleceğimiz… Aynı zamanda meyvelerimiz. Bu yönüyle kitaplar ile çocuklar arasında yakın bir ilişki var aslında. Çünkü kitaplar da, insanlık ailesi olarak çok değer verdiğimiz meyvelerimiz ve geleceğimizdir. Tabii bu ‘kitap meyvelerinin’ yenilebilir olması çok önemli. Kurtlu ve çürümüş meyveler nasıl ki yenilmezse, ‘kurtlu kitaplar’ diyebileceğimiz zararlı yayınlar da okunmamalı. Can Kardeş okuyucularımızın bu konuda çok seçici olduklarını düşünüyorum. Dinimizin ilk emri “Oku!” zaten. Bu emrin devamını da hatırlayalım: “Seni yaratan Rabbinin adıyla oku!” O halde bizler bütün okumalarımızın, “Allah’ın sevgisini ve rızasını kazanacak okumalar” olmasına dikkat etmeliyiz. Tabii kitapları okurken, “kâinat kitabını” okumayı da ihmal etmemeliyiz. Zaten bütün fenler, bize kâinat kitabını okutturuyor. Fenleri, bilimleri okuduğumuzda, “kâinat kitabının yazarı” olan Rabbimizi de öğrenmiş oluruz inşaallah.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*