Eğer öğretmen olursam…

öğretmen olursam

Merhaba arkadaşlar,

Ben bu yıl 5. sınıf oldum. Yani ortaokula başladım. İlkokuldayken ortaokullu olmanın nasıl bir şey olduğunu merak edip dururdum. Ortaokul, yeni yeni dersler, farklı farklı öğretmenler ve yeni arkadaşlıklarla güzel. İlkokul arkadaşlarımdan birkaç tanesiyle de aynı sınıfta olmak benim için çok güzel bir tevafuk oldu.

O kadar iyi öğretmenlerimiz var ki, hepsinin birbirin- den farklı özellikleri var. Mesela Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi öğretmenimiz ders anlatırken, bizim sınıfta en çok konuşanların bile çıtı çıkmıyor. Herkes arkasına yaslanıp hayranlıkla öğretmenimizi dinliyor. Ders o kadar hızlı geçiyor ki, teneffüs zili çaldığında üzülüyoruz. O kadar zevkli geliyor yani.

Sonra, İngilizce öğretmenimiz Gizem Hoca, dersimize girdiği ilk günden itibaren bizimle öyle samimi konuştu ki, sanki bizim ne hissettiğimizi çok iyi anlıyor, bizimle empati kurabiliyordu. Hep kendi öğrencilik yıllarından örnek vererek “Ben de sizin gibiydim” diye başlayan cümleler kurması bizim de onu kendimize daha yakın hissetmemizi sağlıyor. Mesela bir gün dedi: “Ben sizin yaşlarınızdayken İngilizce dersini hiç sevmemiştim. Böylece öğrenmek de istemiyordum.” Arkadaşlarımızdan bazıları merakla sordu: “Peki o zaman nasıl İngilizce öğretmeni oldunuz?” Gizem Hoca gülümseyerek:”Bir gün yeni bir İngilizce Öğretmeni geldi.

İngilizceyi o kadar sevdirerek anlatıyordu ki, ben öğretmenimi ve İngilizce dersini çok sevdim.

O an karar vermiştim, “Ben de İngilizce Öğretmeni olacağım” diye.

Bir gün Gizem Hoca derste bir arkadaşımızın sakız çiğnediğini fark etti. Sınıfta hepimiz maske ile duruyoruz ama yine de anlamıştı. Sonra ona dedi: “Ortaokulda bir gün ben de aynı senin gibi derste sakız çiğniyordum. Sonra öğretmenim beni tüm sınıfın yanında azarladı ve dersten çıkardı. Çok üzülmüştüm. O an bir karar verdim ve eğer bir gün öğretmen olursam, dersimde sakız çiğneyene, su içene müsaade edeceğim. Ancak, korona virüs salgınından dolayı maskelerle durduğumuz için, sakız çiğnemeniz zor olabilir, maskeye yapışabilir, nefes almanızı zorlaştırabilir, dikkat edin. Ayrıca yine su içerken maskeyi çıkarmanız gerekeceği için su içmek isteyen gelip açık olan cam kenarında içebilir ve ya dışarıda içip gelmeniz için izin veririm.”

İşte böyle arkadaşlar, ortaokulda çok anlayışlı ve iyi öğretmenler tanımış oldum. Tabii ki, ilkokul öğretmenimin yeri bambaşka. Onunla ilgili daha fazla anım var. Her birimizle kendi çocuğu gibi şefkatle ilgilenirdi.

Düşünüyorum da, öğretmenlerimiz sadece dersle ilgili bilgiler değil de çok daha fazlasını katıyor hayatımıza. Büyüyünce nasıl olmamız gerektiğini biz onlara bakıp öğreniyoruz. Ben de eğer öğretmen olursam çocukların dünyasından anlayan, onlara kızmayan, hep şefkatle, sevgiyle yaklaşan bir öğretmen olmak istiyorum.

Dergimize abone olmak için tıklayın!

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*