KIRIK LİMANI’NA GİDİYORUZ!

Merhaba Okurcan,
Nasılsın? Teşekkür ederim ben de iyiyim. Bugün KIRIK LİMANI’na doğru yola çıkıyoruz.
Buraya gelmeden önce dedemin yaşadığı köye gittim. Dağın eteğine kurulmuş, önünde uçsuz bucaksız ova. İlkbaharda yemyeşil olur. Köyümüz göçmen kuşların göç yolu üzerinde olduğu için ilkbaharda ve sonbaharda leylekler gelip yuva yaparlar. Ben de her fırsatta leylekleri görmeye giderim. İlkbaharda hemen hemen her hafta sonu köydeyim. İşte bu hafta sonu leyleklerin köye geldiğini duydum. Köyümüz her ilkbaharda olduğu gibi çok güzeldi. Tarlalar yemyeşil, direklerin üzerinde leylek yuvaları, yumurtadan yeni çıkmış civcivler, bir de dedemin emektar eşeği.
“Ai,ai,ai,aaaiiii!”
Eşek dediğim için alındı. Biz ona yıllardır “Kırı” diye hitap ediyoruz. Ona eşek dememize o nedenle alındı sanırım. “Ai,ai,ai!”
Tamam Kırı,seni Okurcan’la tanıştırıyorum. Kırı çok sevimli değil mi Okurcan? Bence de çok sevimli. Şu gri tüylerinin güzelliğine bakar mısın? Ne kadar parlak,ne kadar ……….
Evet Okurcan, aynen senin söylediğin gibi gözleri de çok güzel. Kırı tam köyden ayrılacağım sırada ahırdan bana seslendi. Ai,ai,ai. İşte tam da bu şekilde seslendi. Bizim maceralarımızı duymuş. Yolculuğa çıkarken beni de yanınızda götürün der gibiydi bakışları. Çok canı sıkılıyormuş, beni çok özlüyormuş. Bir de seni çok merak ediyormuş, seninle tanışmak istiyormuş. Kırı’yı da getirmeye karar verdim. Çok sevindi. Şimdi de o nedenle seninle sohbet etmek için sabırsızlanıyor. Siz sohbet ederken ben de işlerimi yapayım.
Kırı: “Ai,ai,ai,ai,ai,ai,ai,ai,ai,ai,ai,ai,ai,ai!”
Okurcan:……………………………….
İşte geldim, işlerimi de bitirdim. Neler konuştunuz ben yokken? Kırı yaşadığı köyü mü anlattı? Evet Okurcan, Kırı bugün ilk defa köyden ayrıldı. Bir de o ismi ona nasıl koyduğumuzdan mı bahsetti? Evet, bu hikâye çok komik. Tamam Okurcan, ben de anlatayım. Çocukken dedemin Kırı’ya seslenişini duyardım. Gel kırı kırı kırı, kırı kırı kırı diye seslenirdi. Ben de eşeğin adı Kırı sanıyordum. Bir gün dedeme Kırı acıkmış mıdır? diye sordum. Tabii ki dedem kahkalarla gülmeye başladı. Çok şaşırmıştım. Bunda gülecek ne vardı ki? Anlatmaya başladı dedem:
-Evlât, “Gel kırı kırı kırı, kırı kırı kırı” sözü bizim köyde eşeğimizi çağırırken kullandığımız bir sözdür. Biz, “Gel kırı kırı kırı, kırı kırı kırı” deriz, eşeğimiz onu çağırdığımızı anlar yanımıza gelir.
Hahha ha, hahha ha. Bak sen de gülüyorsun Okurcan. Çok mu hoşuna gitti? İşte böyle Okurcan. Meğer köydeki bütün eşeklere öyle sesleniyorlarmış. Hani tavuklara “Gel bili bili” , köpeklere “Gel kuçu kuçu” deriz ya öyle bir şeymiş. Ben eşeğin adını Kırı sanınca, o günden sonra ailemizdeki herkes hatta köydekiler bile bizim eşeğe Kırı demeye başladılar.
Aaaa bakın limana geldik. Kuralımızı okumak için sabırsızlıkla beklediğinizi biliyorum.

Kural 12: Resfebede üzerinde kırık çizgiler bulunan harfler veya heceler görürseniz, bu harf veya heceden önce ya da sonra kırık demeniz yeterlidir.

Resfebemizi okuyalım.

 

Şimdi de senin için hazırlanmış resfebeleri oku bakalım. Evet, evet çok kolay.

Limandan ayrılmadan önce KIRIKHAN kelimesinin resfebesini yapman gerekiyor. Her zaman olduğu gibi sana yine ipuçları vereceğim.
Adım 1: Tombul bir H çiz.
Adım 2: Şimdi de tombul bir A çiz.
Adım 3:Tombul bir N çiz.
Adım 4:Bu tombul harflerin içine
çizgiler çiz.
Bir şeyi fark ettin mi Okurcan? Evet, senin okuduğun resfebelerin içinde de KIRIKHAN vardı. Bazı kelimelerin resfebesini farklı şekillerde yapabiliriz.
Gelecek ay görüşmek üzere, hoşça kal.

CEVAPLAR
KIRIKLIK KIRIKÇI FIŞKIRIK KIRIKHAN ASKILIK KIRIKKALE

 

Yazar: Dilek Açıkgöz

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*