İçimdeki Ses

Kocaman bir saksağan geçti önümden.
Ağzında kuru bir dal parçası ile hızla ilerleyen bu saksağan, çoktan bahçenin en uzun akça ağacının tepesine konmuştu bile. Akçaağaçları bilirsiniz. Sonbahar geldiğinde kuruyan yaprakları pervane gibi yere döne döne düşer. O vakitler, okul bahçesinde bu ağaçları sallamayı çok severiz. Bozkırın ortasındaki okulumuzun, beton bahçesindeki tek tük yeşillikten biri olan bu ağaç, bizim en sevdiğimiz oyuncaklarımızdan biri olur.
Hayal edin… Kimi çocuk, bahçede gezinen nöbetçi öğretmenleri gözetlerken, kimi bu ağacı sallar, kimi halay çekercesine aşağıya inen yaprakları kovalar, kimi de yakalayabildiği bu yapraklardan bin bir şekil tasarımlar çıkarır. Onlarca defa gördüğümüz halde, akça ağacın yosunlu tarafını incelemek için sıraya dizilmek gerekir bazen. Yosunlar çoğaldıysa, halı sahaya benzettiğimiz bu zeminlerin üzerinde karıncaların yumuşacık gezineceğini düşünüp seviniriz. Keşke okulumuz, pelikanların yaşadığı ılıman bir bölgede, sazlarla kaplı upuzun bir gölün yanında olsaydı diye düşünüyorum çoğu zaman. Uçabilen kuşların en ağırı olan bir pelikan süzülseydi okul duvarlarında. Bulanık gölden yakaladığı bir balık olsaydı ağzında… Tam o sırada koşarak gelen bir arkadaşımın çarpmasıyla, pelikanların ağzındaki tüm balıkları kaçırdığını hayal ettim… Çok üzüldüm, çok sinirlendim. Yanlışlıkla olduğunu bildiğim halde, gidip ben de onu itmek istedim.
Ama bir dakika! Dur! Kendi içine bak: Onu iterek canını yaktığında, senin acın azalmayacak ki… Üstelik onun peşinde koşarken kendini iyileştirecek çaban kalmayacak. Bunlar benim iç sesimdi ve vazgeçtim karşılık vermekten… İyi ki içimdeki güzel sesleri de duyup, kulak verebiliyorum…
Akçaağaçların yanına gidiyorum yine. Nöbetçi öğretmen gelmeden iki yaprak daha düşürmeye…
Yan sayfadaki pelikan origamisini katladıktan sonra hikâyenin resmini çiz.
Katladığın pelikan origamisini yapıştır. Üzüldüğün, sinirlendiğin olayları düşün.
Kendini iyi hissetmek için neler yaptığını resimle, yazıyla veya hareketle anlat.

 

Yazan: Mihriban Sezer

Çizen: Ravzanur Güleçyüz

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*