Lezzetli Bir Buluşma

 

 

Sabahın serinliğinde nefis bir kahvaltı kokusu geliyordu burnuma. Sevinçle kalktım.
Fen Bilgisi deneyini yaptığımız günden beri planladığım bir buluşma var. Sabah kahvaltısı bunun için en uygun zamandı bence.
Planladığım bu buluşma için düşündüm, taşındım epey bir hesap yaptım.

Aslında bu o kadar da zor bir şey değil ama annemle babama kabul ettirebilir miydim işte ondan emin değildim. En kibar, en efendi halimi takınıp önce anneme:
“Anne çok neşeli bir sabah babamla birlikte hazırladığınız kahvaltı da harika görünüyor.
Ben de bir katkı yapıp, geçen gün fen dersi için yaptığım deneyden sonra aklıma gelen buluşmayı gerçekleştirebilir miyim?”
dedim. Annem açtı ağzını yumdu gözünü…
Yok efendim bu ikilinin buluşmasının bir sürü sakıncaları varmış da, eve sadece fen dersi deneyi için girebilirmiş, herkesi bu
konuda uyarırken kendi çocuğu yaparsa, herkes ne dermiş?
Bu güzel sabahta bu buluşma olmalı. Vazgeçer miyim?
Belki babamla işbirliği yaparsam annemi ikna edebilirdim. Ah keşke anneannem olsaydı. Anneannem tam bir çocuk yanlısıdır.
Buluşma organizasyonlarını en iyi onunla planlarız.
Ama artık bir şekilde kendim bir yol bulmak zorundayım. Annemin masaya bırakıp çıktığı tabakları, kaşık ve çatalları düzenleyen
babama yaklaştım. Annem mutfaktan dönmeden halletmeliydim bu işi. “Baba” dedim en olgun ses tonumla. Babam bebeksi
konuşmalardan hiç hoşlanmaz çünkü. Ben de sevmem. Öyle ağlayarak, mızıldanarak bir şeyler istemek konuşma bilmeyen bebeklerin işidir. Ben konuşabildiğime ve düşünebildiğime göre çözümü de bu şekilde üretebilirim.
Babam masa düzenleme işini öyle ciddiye almıştı ki kafasını bile kaldırmadan “Efendim?” dedi.
İşte tam zamanıydı. “Baba, hani geçen gün fen bilgisi dersinde deney yapmak için aldığın sosisler var ya diyorum ki, onları ve
patatesleri ayrı ayrı kızartsak sonra da aynı tabakta buluştursak.” Babam birden kafasını kaldırdı ve “Olmaz
onları aynı tavada birlikte pişirerek, birlikte servis yapmalıyız. Aynı tavada pişirince daha lezzetli olur. Öyle ayrı ayrı olmaz.”
Babama ayrı ayrı pişirip aynı tabakta buluşturmanın görsel şıklığının benim de kardeşimin de iştahını açacağından bahsedince
babamı ikna ettim. Annemi de ikna etmek üzere babamla birlikte mutfağın yolunu tuttuk. Birlikte ve konuşarak daha güçlüyüz.
Hikâyenin devamında neler olacak düşünürken, origami masayı da katlayalım.
Masayı katladıktan sonra üzerine kahvaltıda ve yemekte yemeği sevdiğin yiyeceklerin resmini yapabilirsiniz. Yiyecekleri oyun
hamurundan da yaparak masanın üzerinde oyunlar kurmak mümkün. Origami masalardan üç dört tane katlayıp kendi lokantanızı bile yapabilirsiniz.
İstediğin şeyleri yapmak için arkadaşlarını ve aileni nasıl ikna edip, çözümler bulduğunuzu düşünün. Bulduğunuz çözümleri lokanta menüsü gibi yaptığınız kâğıtlara yazın. Böyle yazmak daha eğlenceli…

Yazan: Mihriban Sezer

Çizen: Ravzanur Güleçyüz

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*