Dünya Köyümüz

Öğretmen, yaz tatilinde neler yapacağımızı sormuştu.
Okumak istediğim kitapları, çok istediğim spor kursunu, gezmek istediğim yerleri hayal ederken bir yandan da arkadaşlarımı dinliyordum.
“Köyümüze gideceğiz” dedi bir arkadaşım. Düşündüm de, hiç köye gitmemiştim.
“Bizim köyümüz yok ki” dedim kendi kendime.
Arkadaşım öyle güzel anlatmıştı ki köylerini, çok merak etmiştim.
Hayvanların hepsinin isimleri olduğunu, meyve bahçelerini, tarlalarını, köy çeşmesini, oradaki arkadaşlarıyla oynadığı oyunları anlattıkça ben de köye gitmek istiyordum.
O gün okuldan dönünce annemle babama “Bizim neden köyümüz yok?” dedim.
Babam “Annen de ben de büyük şehirlerde doğduk, yaşadık. Sen de İstanbul’da doğdun. Köyümüz yok ama istersen hafta sonu arkadaşımın çiftliğine gidebiliriz.” dedi.
Çok sevinmiştim. Hafta sonunun gelmesini heyecanla bekledim.
Nihayet beklediğim gün geldi ve yola çıktık.
Çiftliğe vardığımızda bizi başında şapkası olan güler yüzlü bir amca karşıladı.
Sonra birlikte çiftlikteki tüm hayvanları sırayla ziyaret ettik.
Minik civcivler çok şirindi. Onlara dokunup sevdim. Tavşanlara marul yedirdim. Koyun ve kuzuların bulunduğu ağıla gittim. Hatta yeni doğmuş bir kuzuyu kucağıma aldım. İneklerden nasıl süt sağıldığını izledim. Ben de denedim ama başarılı olamadım. Meyve ağaçlarının olduğu bahçeye girdiğimde ise, aynı köy çocukları gibi ağaçlara tırmanıp erik, kiraz, elma topladım.
O gün çok yorulmuştum ama köy hayatının nasıl olduğunu bir parça yaşamıştım.
Akşam olduğunda eve dönme vakti gelmişti. Çiftlik sakinleriyle vedalaşıp yola çıktık.
Yolda annem bana “Artık köyümüz yok diye üzülmüyorsundur umarım. Hem istediğimiz zaman köylere,çiftliklere misafir olarak gidebiliriz.” dedi. Ben de “Üzülmüyorum anneciğim. Çok mutlu oldum.” dedim.
Babam da “Hem dünya da bizim köyümüz gibidir.” dedi. Anlayamamıştım.
“Koskoca dünya nasıl köy olur?” dedim.
Babam:
“Bilim ve teknolojinin ilerlemesiyle, dünyanın başka bir yerinde olan haberleri, gelişmeleri anında duyuyoruz.
Gidip gezemesek de, görüntülerini seyrederek tüm ülkeleri ve meşhur yerlerini görebiliyoruz.
Bunun için “Dünya bir köy gibi” diyoruz. Babamın ne demek istediğini anlamıştım. Ben de ilave olarak şöyle dedim:
“Madem dünya köyümüz, havada uçan kuşlar, kelebekler, yerlerdeki karıncalar, böcekler, yol kenarlarındaki, parklardaki ağaçlar, sevimli sokak hayvanları, hepsi köyümüzün bir parçası. Onları korumak ve yaşamalarını sağlamak için daha çok çalışacağım. Köyümüz olmasa da, hepimiz dünya köylüyüz.”

Mehtap Y. Yükselten

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*