Çami-Gami

Kaç gündür burada bekliyoruz… Çoğu gitti azı kaldı. Elbet beni buradan alırlar. Dün iki çift çorabı çekip aldılar. Çoraplar
sevinçle çekmeceye yerleşti.
Bize de kıs kıs güldüler… Önce evin babası geldi.
“Bu çamaşırlar arasında gömleğimi bulamıyorum.” dedi.
İçimden “Bulamazsın tabi çok fazlayız!” diye geçirdim. Aradan bir saat geçmedi evin büyük oğlu geldi.
Yanımdaki kitaplıktan bir kitap aldı.
Arkadaşım rüzgâra hemen beni üfleyerek sallamasını istedim. Seslendiğimi duyan yardımsever rüzgâr, pencere kapalı da olsa var gücüyle üfleyip en küçük açıklıklardan geçerek beni sallamayı başardı.
Hafif nemli olan kol manşeti bölümünü de iyice kurutmuştu ama evin büyük oğlu beni fark etmedi.
Evin küçük kızı da odadaki masada origami katladı. Ona da seslendim: “yapıver beni de çami-gami, çami-gami.”
Duysa da anlamazdı ki beni… Çünkü “ çami-gamiyi ben uydurdum.”
Origami kâğıt katlama ise çami-gami de çamaşır katlama olsun da kuruduğumuz yerde katlanmayı bekleyen biz çamaşırlar düzgünce dolaplarımızdaki yerlerimize kavuşalım istedim. İki gündür evin annesi evde olmayınca biz de kurumamız için
asılan çamaşır askılığında kalakalmıştık.
Çamaşır sermek, toplamak ve katlamak tek kişinin görevi olmasın canım. Evdeki herkes yapıversin çami-gamiyi…
Okuduğunuz minik öykünün kahramanı olan gömleğin origamisini katlayalım. Sorumluluklarımızı düşünüp en az iki tanesini resim kâğıdımıza yazalım. Aynı kâğıda gömleğin bulunduğu alanı hayal edelim, çizelim, boyayalım ve katladığımız
origami gömleklerini bu alana yapıştıralım.
Bu kâğıt senin alanın hadi istediğin, kendini rahat hissedebildiğin gibi yaz. Çiz, boya…

 

YAZAN: Mihriban Sezer

ÇİZEN: Ravzanur Güleçyüz

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*