Çocuk Said Kâinat Kitabını Okuyor

Küçük Said, büyüklerine zekice sorular soruyordu. Bir gün ağabeyi Abdullah: “Bak kardeşim, büyüyünce okumayı öğreneceksin, okullara gideceksin,
kitaplar okuyacaksın. O zaman her şeyi çok daha iyi anlarsın.” dedi.
Said bir müddet düşündü. Okula gitmek için çok küçüktü. Bulundukları kasabada çocuklar camiye gidiyordu.
Karar verdi, sabah o da camiye gidecekti. Önce en büyük kitabımız olan Kur’ân-ı Kerim’i okumayı öğrenmekle başlayacaktı eğitimine.
Sabah erkenden camiye gitti. Hoca ile görüştü. Hoca, Küçük Said’in başını okşayarak: “Said oğlum, Kur’ân-ı Kerim öğrenme isteğin beni çok memnun etti. Ancak arkadaşların yaş olarak hem biraz senden büyük, hem de okumada ilerlediler” dedi.

Küçük Said büyük bir olgunlukla: “Olsun hocam, siz şimdi beni onlar gelene kadar çalıştırın, ben onların seviyesine yetişirim” dedi.
Hoca, 2-3 haftalık dersi, Küçük Said’in 1-2 saatte öğreneceğine ihtimal vermiyordu ama tebessüm ederek onu çalıştırmayı kabul etti. Harflere çalışmaya başladılar. Çalıştırdıkça hocanın hayreti arttı. Çünkü Said bir defada anlıyor ve öğrendiğini unutmuyordu. Böylece 1-2 saatte arkadaşlarının seviyesine yetişmişti. Ders bitince hoca büyük bir şaşkınlıkla “Bu çocuk bir dâhî” dedi kendi kendine. Kısa bir zaman sonra, arkadaşlarını da geride bırakarak Kur’ân-ı Kerim okumayı öğrenmişti. Artık, her şeyi bir başka okuyordu.

Kâinat’ı bir kitap, içindekileri de kitabın sayfaları olarak görüyor ve okuyordu. Meselâ, kuşları, kelebekleri, çiçekleri, meyveleri, her varlığı Allah’ın bir mektubu olarak düşünüyordu. Onlardaki yaratılış hikmetlerini, güzellikleri düşünerek okuyordu. Öyle ki, okumak ve yazmak onun hayatının gayesi oldu. Gittiği her yerde, yazdı, okudu, konuştu. Büyüyünce, girdiği her yeri aydınlatan, insanlığa faydalı kitaplar bırakan çok önemli bir âlim oldu. Bu kitapların adı “Risâle-i Nur” dur.

O çocuk ise, bizim “Bediüzzaman Dede” diye tanıdığımız Bediüzzaman Said Nursi’dir. 23 Mart 1960 yılında vefat etmiştir. Bize çok faydalı kitaplar ve mesajlar bırakarak ebedî âleme göç etmiştir. Onu göremedik diye üzülmeyin. Onun bıraktığı mesajlardan biri de: “Benimle görüşmek isteyen, kitaplarımı okusun.”

Mehtap Yıldırım Yükselten

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*