Uyuyan Prenses: Amasra

Evet Topar hazır mısın? Bu sefer yolculuk nereye bil bakalım?
-Hav hav!
Bilemedin, Amasra’ya doğru yelken açacağız. Evet yanlış duymadın.
Yelken açacağız dedim, yani gideceğimiz yer liman bölgesi olduğu için
ulaşımı deniz yoluyla sağlayacağız. Anladın mı beni? Hemen bir tekne
kiralayalım, ne dersin?
-Hav hav!
Güzel, aferin benim kızıma.

-Hav hav!
-Amasya değil Topar, Amasra diyorum. Son hecesinde “ra” var. Burası
Hititlerin 12’inci yüzyılda kurdukları bir şehirmiş. Daha sonra Perslerin etkisinde kalmış, daha sonraları Pontus’lar, Romalı
ve Cenovalılar’ın eline geçmiş. Geçmişte kale ve kiliseleri ile ünlenmiş. Ne zamanki 1460 yılında Fatih Sultan Mehmed Amasra’yı fethetmiş, hemen bir kiliseyi camiye çevirmiş. O zaman “uyuyan prenses”e benzetilen Amasra, Osmanlılar döneminde kadılık merkezi olmuş.
Asıl adı Amastris’miş, Amasra buradan gelmektedir. Buraya aynı zamanda Çeşm-i
Cihan da denmekteymiş. Böyle denmesinin sebebi; Fatih Sultan Mehmed daha şehzade iken buraları zaptediyor ve Amasra’nın güzelliğine hayran kalıyor. İşte küçük Fatih “Lala”sına dönüp, “Lala, Çeşm-i Cihan bu mu ola?” demiş.
**

Evet saatler süren yolculuktan sonra, Amasra’ya geldik. Burası Karadeniz’de ufak bir tatil kasabası. Denize doğru uzanan ve ortasında kara boğazı yapan bir burun üzerine kurulu.. Şehrin merkezini içine alan bir kale görüyoruz burada. Karşısında
ise bir ada var… Tavşanlar burada yoğun olarak yaşar.
Haa, buranın bir de balığı meşhur…
Balık yemeden Amasra’dan ayrılmak yok…
Bir de ballı yoğurdu meşhur… Bunları yemeden eve dönerseniz, bilin ki, hayatınızda bir şeyler eksik kalacaktır.
Denize doğru uzanmış bir burun, burnun iki yanında korunaklı birer liman görevi gören iki koy ve ana karaya bağlı ve bağımsız
adaları ile eşsiz bir görsel güzelliğe de sahip burası… Amasra hem 3000 yıllık tarihi, hem çekicilik ve balıkçılığa dayanan
yerel sanatları, hem de kendini çevreleyen ormanlık alanları ile görülmeye değer yerlerden biridir.
Öyle değil mi Topar? -Hav hav!
Tamam, şimdi şu taze balıkları bir yiyelim ondan sonra eve döneriz.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*