Müjdeyle gelen Ramazan

dikkat kâbıd

“Aaariiif! Hadi uyan bakalım. Sahur zamanı!”
Arif heyecanla açtı gözlerini. Zaten zor uyumuştu. Ramazanın ilk sahurunu iple çekiyordu doğrusu.
Dün akşam babasıyla ilk teravih namazını şehrin en büyük camiinde kılmışlardı.
Camide hep bir ağızdan ve büyük bir coşkuyla “Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedini’n-nebiyyi’l-ümmiyyi ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.” diyerek salâvat getirmek çok güzel olmuştu. Sanki hâlâ kulaklarında çınlıyordu bu dua. Bütün bir gece salâvat getirmiş gibiydi.
Anne babasıyla sahur sofrasına oturduğunda ise, gördüğü rüya aklına geldi.
“Aaaa, ben çok güzel bir rüya gördüm” dedi o an.
“Ne gördün?” dedi annesi de.
“Ben Peygamber Efendimizi gördüm.
Başımı okşuyordu. Onun elini öptüm. Hepimizin Ramazanını tebrik etti. Bütün ümmetine çok dua ettiğini söyledi.”
“Sen ne güzel bir rüya görmüşsün öyle Arif” dedi babası da heyecanla. “Peygamber Efendimizi görmek herkese nasip olmaz. Bu çok güzel bir müjde gerçekten. Hem de Ramazan’ın bu ilk gecesinde…”
“Güzel oğlum, akşamdan beri getirdiğin salâvatların bereketi hürmetine gördün bence Peygamber Efendimizi” dedi annesi de.
O gece sahur sofralarına gökten nur ve rahmet yağmıştı adeta. Çok az bir şeyle doyduklarını hissettiler.
“Ya Rab! Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın bereketi hürmetine bize ihsan ettiğin maddî ve manevî rızkımıza bereket ihsan et.” duasının sırrını yaşıyorlardı sanki.
“Elhamdülillah” dediler büyük bir içtenlikle. Ezan okunduğunda ”imsak” vakti girmişti. Bu seneki Ramazanın ilk orucuna niyetlendiler böylelikle.
Ailecek cemaat halinde sabah namazını kıldılar. Allah’a dua ettiler.
Namazdan sonra anne ve babası birer cüz okumak için Kur’ân’ı ellerine aldıklarında, Arif de kendi Kur’ân’ını eline aldı. Euzü besmele çekerek Kur’ân’dan bir sayfa okudu.
Ne güzel bir geceydi böyle…
Şimdi orucun “lezzetli açlığı” başlamıştı.
Oruçlunun en büyük sevinçlerinden biri ve Allah’ın çok özel bir ikramı olan “iftar” anını iple çekeceklerdi.
Arif yeniden yatağına yönelip de gözlerini kapadığında, nurlu ve güzel bir dünyanın kapısını çoktan aralamıştı…

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*