Ya Rahîm!

“Miyavvv, miyavvv, miyavv!”
Arif bahçeden gelen sese kulak kabarttı.
Aman Allah’ım, güzeller güzeli bir yavru kedinin sesiydi bu. Ne kadar da tatlıydı.
“Allah’ım seni ne güzel yaratmış.” dedi. Hemen bahçeye koştu. Yavru kediye yaklaştığında, o da ona doğru sokuldu. Aslında yavru kediler biraz ürkek olurdu.
Tıpkı her yavru gibi. Ama bu kedi, sanki Arif’in de bir insan yavrusu olduğunu seziyormuş gibi güvenle sokuldu ona. İki yavru buluşmuştu.
Arif, kediyi çenesinin altından okşamaya başladı. Kedinin hoşuna gittiği belliydi. Ama sanki aç gibiydi yavrucak. Bir şeyler yemek ister gibi bir hali vardı. Arif hemen eve koştu ve annesinden kedinin karnını doyurmak için bir şeyler istedi. Annesi de ona bir kabın içinde süt verdi. Arif hızla bahçeye döndü. Süt kabını kedinin önüne koyar koymaz, minicik diliyle yalamaya başladı. “Gerçekten de çok acıkmış” dedi Arif kendi kendine. Kedi, sütü içip de karnını doyurunca yeniden Arif’in yanına sokuldu. Okşanmak, sevilmek ister gibi bir hali vardı. Arif de okşamaya başladı tabii. Arif, o ara kediden gelen bazı mırıltılar duydu. Mırmır ediyordu ama bu başka bir şeydi sanki. Arif biraz daha dikkat kesildi. “Aman Allah’ım, sanki ‘Ya Rahîm, Ya Rahîm!’ diyor” dedi. Hemen eve koştu ve annesine “Anneciğim, yavru kediden ‘Ya Rahîm’ sesleri geliyor. Gerçekten ama! Ben duydum yani!” “Doğrudur” dedi annesi de, “Her canlı, Allah’ı zikrettiği gibi kediler de ‘Ya Rahîm, Ya Rahîm’ derler. Bu, onların zikridir Arif.”
“Peki, neden ‘Ya Rahîm’ anne?” “Çünkü kediler ‘Ya Rahîm’ diyerek, adeta bize şunu söylemek isterler: “Bizim gibi nazlı, nazik hayvanları mükemmel bir şekilde besleyip büyüten sonsuz merhamet ve şefkat sahibi bir Allah var. İnsanların eliyle bize yiyeceklerimizi gönderir. Yine insanların eliyle okşanmamızı, sevilmemizi sağlar. Bu, biz kedileri çok mutlu eder. İşte biz de, insanlara değil de, Allah’a bir şükür olarak ‘Ya Rahîm, Ya Rahîm!’ deriz.” Arif tekrar bahçeye döndü. Yavru kedi uzaklaşmaya başlamıştı. Peşinden koşmak istedi ama kedi gözden kayboldu. Arif annesinin dediklerini düşündü o an. Sonra da “Bu kediler için ‘nankör’ derler ama aslında değiller” dedi kendi kendine. Ardından şunları geçirdi içinden:
“Evet, kediler belki bizi unutup gidiyorlar ama nimetlerin gerçek sahibi olan Allah’ı hiç unutmuyorlar. ‘Ya Rahim, Ya Rahim’ diyerek Allah’ı tanıyor ve tanıttırıyorlar. Böylelikle biz insanlara da ‘Allah’a karşı nankör olmamak gerektiği’ dersini veriyorlar. O halde bizler daima Allah’a şükretmeliyiz. Gerçek teşekkürü de Allah’a etmeliyiz. Zaten Allah’a şükreden bir kimse, insanlara teşekkür etmesini de bilir.”

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*