Kar tanelerindeki eşsiz sanat

Arif, soğuk bir kış sabahı, uyandığı gibi heyecanla pencerenin kenarına gitti.

Bir kaç gündür kar yağışı beklendiği için her sabah uyandığında aynı şeyi yapıyor, pencereye koşuyordu.

Perdeyi araladığında heyecanı daha da artmıştı. Çünkü günlerdir beklediği kar taneleri şimdi gözlerinin önündesüzülüyordu.

Onlardaki farklılığı keşfetmenin tam zamanı idi. Geçenlerde bir arkadaşından, her bir kar tanesinin farklı şekilde yaratılmış olduğunu, hatta bir kar fotoğrafçısının yıllar boyu çektiği fotoğraflarla bunu ispatlamış olduğunu duymuştu.

İşte şimdi bizzat kendisi de bu keşif yolculuğuna çıkabilirdi.

Arif hemen üzerini giyip dışarıya çıktı. Tabii büyütecini de unutmadan…

Dışarıda her yer bembeyazdı. Adeta gökten pamuk yağıyordu.

Uzaktan bakınca bütün kar taneleri aynı gözüküyordu.”Allah Allah, bunların neresi farklı acaba?” dedi kendi kendine Arif. Yakından görmek için bir ağaç dalının üzerine henüz konmuş olan bir kar tanesine yaklaştı. Büyütecini çıkarıp baktığında şaşkınlığından gözleri kocaman açıldı. Kar tanesini hiç böyle hayal etmemişti. Gördüğü şey, sanki kar tanesi değil de bir kristal parçasıydı. “Aman Allah’ım” dedi, “Ne kadar da parlak ve ne kadar güzel yaratılmış.” O an, annesinin “Her bir kar tanesi yeryüzüne bir melek eşliğinde indirilir” sözünü hatırladı. Hayreti ve heyecanı daha da arttı.

Az ötede başka bir dalın üzerine düşen bir kar tanesini daha fark edip hemen yanına koştu. Eriyip de diğer kar tanesi arkadaşlarına karışmadan onu da incelemeliydi. Büyütecini üzerine tuttuğunda gözlerine inanamadı. Gerçekten de bu, öncekinden farklı idi. Evet, ikisi de altıgendi ama desenleri çok farklı idi.

O sırada eldiveninin düşen bir kar tanesi daha, adeta “Heyy Arif! Bana da bak, beni de seyret ve tefekkür et!” der gibiydi. Hemen büyütecini ona da tuttu. Evet, o da farklıydı ve üzerinde harika bir sanat vardı.”Maşaallah, barekâllah, Allah seni ne güzel yaratmış!” demekten kendini alamadı.

Arif, hangi kar tanesini incelese, diğerlerinden farklı olduğunu gördü. Birbirinin tıpa tıp aynısı olan tek bir kar tanesi dahi bulamadı.

Üşüdüğünü hissettiğinde, eve gidip bu keşfini annesiyle paylaşmak istedi.

Eve geldiğinde, annesi onun şaşkınlığını gözlerinden okuyabiliyordu.

“Anne, anne!” dedi Arif heyecanla ve devam etti anlatmaya:

“Bütün kar taneleri birbirinden farklıymış gerçekten. Büyüteçle belki yüz tane kar tanesi inceledim. Ama hiçbirisinin tıpatıp birbirinin aynısı olduğunu görmedim. Bu gerçekten hayret verici, değil mi?”

Annesi de onu tasdik etti. “Evet oğlum, çok doğru. Yıllar önce Amerikalı bir araştırmacı olan Wilson Bentley’in de, elli yıl boyunca kar tanelerinin resimlerini çektiği anlatılır. O, çektiği 6.000 (altı bin) fotoğrafı incelediğinde birbirinin tıpatıp aynısı olan iki kar tanesine bile rastlamamış. İşte bu, elbette Allah’ın eşsiz bir sanatıdır.”

Annesinin bu sözleri üzerine Arif de, bundan sonra her kış mevsimi geldiğinde kar tanelerinin fotoğraflarını çekmeyi ve bunlardan bir koleksiyon oluşturmayı hayal etti. Böylelikle o da, Allah’ın bu eşsiz ve harika sanatlarını daha yakından inceleme ve bunu başkalarıyla paylaşma fırsatını yakalamış olacaktı.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*